Yeni Seneye Girerken..

Bu haftanın sonuna doğru biraz olsun kendimize neşelenme fırsatı verelim. Kabul etmek gerekir, geçirdiğimiz bu son iki yıl çok farklıydı. Arkadaş ve aile toplantılarını kaçırmak, sevdiklerimizi görememek, finansal stresle başa çıkmak ve sağlığımız konusunda uyanık olmaya çalışmak gibi ek streslerimiz vardı.

Bu stresler ortadan kalktı mı? Henüz degil! Bu şartlarda kendimiz ve sevdiklerimiz için hala “mükemmel” olanı yaratmaya çalışırken, içimizde bu motivasyonu ararken, kendimizi aşırı derecede tüketip üzerimizde fiziksel ve duygusal yük yaratıyoruz.

Bu haftayı en güzel şekilde geçirme isteğinin yanında, soğuk hava ve salgın koşullarıyla başa çıkarken sevdiklerimizi mutlu etme çabası, ve belki de hüzün, kaygı ve yalnızlık duygularıyla baş etmenin baskısı da var.

Buna bu hafta, yeni sene öncesi olası ara kutlamalarla, sindirim sistemimize zarar verebilecek yiyecek ve içeceği aşırı tüketecek olmayı da ekleyelim. Tatilinizin yorgunluk, endişe, sinirlilik, uykusuzluk, sindirim bozuklukları, akşamdan kalma veya hayal kırıklığı ile bozulmasına izin vermeyin.

Olması durumunda ise, küçük önlemler ile bu tür durumlar için, homeopati, ister akut fiziksel rahatsızlıklar için isterse duygusal sıkıntı için olsun, çeşitli seviyelerde hızlı bir rahatlama sağlamaya yardımcı olabilir.

Aşağıda, bu hafta ihtiyacınız olabilecek remedyleri paylaşıyorum.

Yeni senede kendinizi daha çok sevin ve taşıyabileceğinizden çok yük almayın..

Aconite: Erken aşamada yakalarsanız, soğuk kuru rüzgarlara maruz kaldıktan veya üşüdükten sonra aniden ortaya çıkan soğuk algınlığı içindir, şeffaf akıntı ve hapşırıkla başlar.

Argentum Nitricum: Daha olmadan kötü bir şey olacak endişesi taşımak, buna bağlı mide ekşimeleri. “Yaptıklarım işe yaramayacak endişesinden kaynaklanan kaygı” Ya yemek yanarsa? Ya elektrikler giderse? Ya hediyeler zamanında gelmezse? Ya seneyi iyi kapatamazsak? Uykusuz geceler ve her şey için büyük bir telaş, acele ve endişe duygusu var.

Arnica: Koşuşturma sırasında kaydınız ve düştünüz, kendinizi fena halde yaraladınız. Soğuk uygulama da iyi geliyor, morarmayı engeller.

Arsenic: Yediğiniz bir şey size dokunduysa, gıda zehirlenmesi yaşadıysanız ve ishal, kusma veya yakıcı sulu akıntılarınız, kramplarınız varsa, gripseniz. Arsenicum, mide bulantısı, öğürme ve kusma için bir numaralı homeopatik ilaçtır. Hıçkırıklardan gıda zehirlenmesine kadar tüm tehlikeli mide spektrumunu kapsar. Ağrı, sindirim sisteminin neresinde olursa olsun, genellikle yoğun bir susuzluk eşliğinde yanar. Arsenicum’a ihtiyacınız olduğuna dair kesin bir işaret, o kadar mideniz bulanıyor ki sadece bir yudumda su içebiliyorsunuz.

Coffea Cruda: Endişeler ve hatta mutlu beklentiler nedeniyle sinirlilik hali ve buna bağlı uykusuzluk için. Heyecandan uykusuzluk. Filmlerde görürüz Noel Baba’nın gelişi beklentisiyle uyuyamayan çocuklar için. Yeni hediye sevinciyle o kadar dolular ki, söylediğiniz bir kelimeye kulak vermek bir yana, yerlerinde duramıyorlar. Onlarla birlikte kaybolduğunuzu ve her şeyin gözyaşlarıyla biteceğini hissettiğinizde, coffea cruda çocukları sakinleştirecek ve böylece kendileri olmaya geri döneceklerdir.

Sepia: Kutlama yemekleri çoğu evde bir kadının payına düştüğü için, Sepia, kendinizi çok yorgun, ezilmiş, çirkin ve mutfak lavabosuna bağlı hissettiğiniz ve kimsenin hiçbir şeyi doğru yapamadığı zamanlar içindir. Sevdiklerinizi sevmez olursunuz, çocuğunuzdan nefret ediyor gibisiniz, en çok da kocanızdan… Tezgahı tutup çığlık atmak istiyor, eşyalarınızı toplayıp gidesiniz var.

Gelsemium: Sinirden ve gerginlikten titriyor, beklenti anksiyetesi yaşıyorsanız, beklediğiniz çok önemli bir haberden ötürü midenizde kelebekler uçuşuyor ve sık tuvalete gidiyorsanız. Yatağa girip hiç çıkamayacak gibiyseniz, gözleriniz kapanıyorsa..

Ignatia: Kederli ve üzüntülü müsünüz? Yakın zamanda yaşadığınız bir kaybı mı hatırladınız, ağrıya, kokuya, özellikle sigara kokusuna, duygulara ve strese karşı aşırı duyarlısınız ve yalnız kalmak istiyorsanız.

Kali Phos: Kendinizi listeler yaparak, planlar yaparak, yükselen fiyatlı süpermarketlerde dolaşarak koşturuyorsunuz, eve gelince de şişkin, sıkılmış, aşırı ısınmış ve kafanız karışmış hissederek televizyonun karşısına yığılıp kalıyorsunuz. Aşırı çalışma, endişe veya heyecandan fiziksel ve zihinsel olarak çılgıncasına bitkinsiniz. Bir şeyleri unutur ve düşünmekte zorlanırsınız. Uykusuzluk ve baş ağrısı ile aşırı efordan kaynaklanan fiziksel ve zihinsel yorgunluğu giderir.

Calendula: Yoksa bir yerinizde açık bir yara mı var? Açık yaralarda enfeksiyonu önler.

Cantharis: Yemek pişirirken bir yerinizi yaktıysanız veya soba veya fırına dokundunuz.

Nux Vomica: Yeni yıl kutlamalarında veya tatillerde çok fazla yiyecek veya içecek, alkol, tütün ve kahvede aşırılıktan sonra ortaya çıkan semptomlar için, mide rahatsızlıklarınıza veya akşamdan kalma halinize iyi gelecektir. Kişi baş ağrısı, hazımsızlık, mide bulantısı ve sinirlilikten muzdariptir ve semptomlar sabahları veya yemek yedikten sonra daha kötüdür. Yemek yedikten sonra veya önceki geceden sonraki sabah hazımsızlık yaşıyorsanız,Nux Vom’a ihtiyacınız olacaktır. G…con, A….zer ve N…fen’in hepsi bir arada. Aşırı yeme sonrası hıçkırık, şişkinlik ve hafif hazımsızlıktan hasta olmanızı gerektirecek kadar kötü olan midedeki ağırlık ve ağrılar içindir.

Rhus Tox: Akut ağrılarınız sıcaklık ve masajla daha iyi, soğuk veya yağışlı kış havalarında daha kötüyse, oranızı buranızı çekiştirmek istiyorsanız denemelisiniz.

Staph: Kızgın ve kırgın hissediyorsanız ve sessizce acı çekiyorsanız veya hayır demekte zorluk çekiyorsanız, ancak üzerinize basıldığını, sırtınızdan bıçaklandığınızı hissediyorsanız, bu şeyleri sözlü olarak ifade etmenize veya duygularınızı işlemenize yardımcı olmak için mükemmel bir remedydir.

Kulak Hassasiyeti. Ağrı. Orta Kulak İltihabı. Kronik Kulak Enfeksiyonları.

Kulak ağrısı ve kulak iltihabı, küçük çocuklarda görülen yaygın bir sorundur. Ağrı çok yoğundur ve büyük sıkıntıya neden olabilir. Antibiyotikler çok az fayda sağlar, semptomlar genellikle çok ve daha yoğun bir şekilde geri döner.

Kulak ağrıları ve kulak enfeksiyonları için homeopatik ilaçlar, akut semptomları hafifletir ve tedavi altta yatan nedene yöneliktir, bağışıklık sistemini güçlendirir, böylece çocuğunuz bu ağrılı problemin tekrarlayan ataklarından daha az muzdarip olur.

Kulak ağrısı ve kulak enfeksiyonları evde sadece birkaç homeopatik ilaçla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir, fakat şunu unutmamak gerekiyor, homeopatik tedavinin ancak doğru ve ciddiyetli, bilinçli kullanımından çok güzel sonuçlar alınıyor. Kronik kulak enfeksiyonlarının tedavisi homeopat kontrolünde yapılan tedavilerdir.

Kulak enfeksiyonu türleri:

Orta kulak iltihabı, Orta kulak ve kulak zarı enfeksiyonu; genellikle 6 ay ile 2 yaş arasındaki çocuklarda daha sık görülür, fakat son dönemde daha büyük çocuklar ve yetişkinlerde de görülür oldu. Otitis’in acısı, çocuğunuza çığlık attırabilen, dayanılmaz bir acıdır. Bu durum, orta kulağı burnun arkasındaki boşluğa bağlayan östaki borusunun düzgün açılıp kapanmaması sonucu ortaya çıkar. Bağışıklık sistemi, bölgeyi temizlemek ve bakterileri uzaklaştırmak için buraya beyaz kan hücrelerini gönderir. Beyaz kan hücreleri ve bakteri biriktikçe burada irin oluşur ve kulak zarına baskı yapar. Birikme ne kadar büyük olursa, ağrı o kadar yoğundur.
Kulak zarı sıklıkla yırtılır ve iltihaplanır ve bazen kan akar. Bu endişe verici olsa da, vücut aslında istenmeyen bakterileri yok etmek için tüm gücüyle çalışıyordur.

Tipik semptomlar şunları içerir; iltihap ve kızarıklık ile kulak içinde ve çevresinde ağrı, yüksek sıcaklık, sinirli ve huzursuz hissetmek, kulakları çekme veya ovma, eşlik eden soğuk algınlığı, öksürük, burun akıntısı…

Dış Otitis; dış kulağı ve kulak kanalının hassas cildini etkiler. Yüzücü Kulağı olarak da bilinir. Dış kulak şişer, iltihaplanır ve çok ağrılı hale gelir.

Geleneksel tıp, ağrıyı, iltihabı ve herhangi bir ateşi hafifletmek için C…l’ü reçete eder, daha sonra iyileşme olmazsa, muhtemelen antibiyotik reçete edilir. Dış kulak enfeksiyonlarının antibiyotikler, steroidler ve mantar önleyicilerle tedavi edilme olasılığı yüksektir, ancak semptomlar geçtikten bir süre sonra başka bir enfeksiyon gelişir. Bu aslında yeni bir enfeksiyon değil, aynı sorunun tekrar geri dönmesidir. Semptomlar hızlı ve daha yoğun bir şekilde geri döner, ev birbirine girer, geceler gündüz olur. Yine de daha fazla ilaç verilir ve tekrarlayan semptomlar ve tekrarlanan ilaçlar döngüsü oluşturulur.

Tüm bu rahatsızlıklara ek olarak, diş çıkarma, soğuk algınlığı, ateş, öksürük, alerjiler sıklıkla bu konuyla ilişkilidir.

Ayrıca uçak yolculuğu sonrasındada yatkınlık ve hassasiyete bağlı olarak, alerji, soğuk algınlığı, sinüzit vb. nedenlerden ötürü kulak hastalıkları tetiklenebilir.

Bu noktada homeopati vücudu destekler, ağrıyı ve iltihabı hafifletmeye yardımcı olur ve gerekirse vücudu herhangi bir irin atması için teşvik eder. Acı çekmenize gerek yok. Uygun bir homeopatik remedy için tüm semptomları göz önünde bulundurarak ilerleyebilirsiniz. ACONITE, BELLADONNA, PULSATILLA, FERRUM PHOS ve HEPAR SULPH gibi homeopatik remedy’ler akut tedavide çok etkilidir.

En sık kullanılan homeopatik ilaçlar ve endikasyonlarını paylaşmadan önce reçeteyi belirlemek için sormamız gereken veya çocuğumuzda gözlemlememiz gereken bazı sorular var.
  • Hangi kulak?
  • Ağrının tarifi?
  • Ağrının yeri? Kulağın ötesine uzanıyor mu?
  • Başka semptom var mı?
  • Belirtiler ne zaman gelişti? Yani soğukta bir yürüyüşten sonra, soğuk algınlığı ile mi?
  • Hastalıktan önce bir olay yaşandı mı?
  • Hasta olduğunda hastanın mizacı nasıl?
  • Herhangi bir akıntı var mı? Renk, koku?
  • Herhangi bir ısı, şişme, renk değişikliği var mı?
  • Hassasiyet? Sıcak, soğuk, dokunma, cereyan?
  • Yutma veya esneme semptomları iyileştirir mi yoksa kötüleştirir mi?
  • Ateş var mı?
  • Susuyor mu?
  • Sıcak uygulama iyi geliyor mu?

Kısaca gruplandıracak olursak;

**Akut Otit: Cham, Bell, Ferr-p, Hep-s, Merc, Puls

**Kronik Otit: Puls, Merc, Sil, Calc, Lyc, Med, Sulf, Tub

**Sağ Otit: Merc,Bell,Lyc, Nit-ac

**Sol Otit: Sulf, Lach, Med, Kali-bi

**Gecenin bir yarısında uyandıran: Bell, Cham, Hep-s, Lach

Ferrum Phos: Enflamasyonun ilk aşamasında kullanılır. Genel olarak kendini iyi hissetmeme, bitkinlik, dönüşümlü olarak solgun ve kızarmış yüz ve aralıklı kulak ağrısı şikayetlerine kırmızı gözler eşlik eder. Dış kulak pembe ve sıcaktır. Parlak kırmızı burun kanaması olabilir. Huzursuzluk ve uykusuzluk vardır. Yavaş hareket eder ve sakinlik iyi gelir.

Aconite: Soğuk, kuru bir rüzgara maruz kaldıktan sonra aniden ve genellikle geceleri ortaya çıkan şiddetli, zonklayan kulak ağrılarında kullanılabilir. Semptomlar gece yarısı civarında daha kötüdür. Dış kulak kırmızıdır ve sıcaklık hissedilir. Genellikle sol tarafı tutulan kişilerde kullanılır. Ateş olduğunda ayaklar sıcaktır. Hasta, gözle görülür derece susuzluk yaşar ve huzursuz, endişeli ve korkuludur. Buna ek olarak şunu da söylemek isterim; çocuğun okulda yaşadığı bir korku veya şok anından sonra, evde veya dışarda yaşanan ve çok korkutan bir olaydan sonra gelişen hastalıklarda ilk akla gelmesi gereken remedylerden biridir. Kulak ağrısı, krup dahil üst solunum yolu sorunlarından sonra başlar.

Belladonna: Yüksek ateşin eşlik ettiği ve aniden başlayan otitlerde kullanılır. Gece 3’te veya gece 23’te yattıktan sonra ortaya çıkan yoğun ağrı için 1 numaralı remedydir. Dış kulak kırmızı ve sıcaktır, kulak içinde ve çevresinde yoğun ağrı vardır ve genellikle boyuna doğru yayılır, bezler şişmiş ve hassastır. Semptomlar sağ tarafta daha güçlüdür. Ağrılar dayanılmazdır ve yırtılıyormuş gibi tarif edilir. Çocuk acıyla çığlık atabilir, kabus görebilir, sinirlidir, tekme atıp vurabilir. Köpeklerden veya vahşi hayvanlardan korktuğunu söyleyebilir. Çocuk dik otururken ve kulağa yapılan sıcak kompreslerden dolayı rahatlama hisseder. Ateşli, kırmızı yüz, cam gibi kırmızı gözler ve soğuk eller ve ayaklar olur. Yemek yemek ağrıyı daha da kötüleştirir.

Apis: Batıcı ağrılar görülür. Ani bağırmalar vardır. Gözler şiş, hasta ağız kuruluğuna rağmen su istemez. Şiddetli hızlı bir ateş ile hasta sinirli ve gergin, huzursuzdur. Kulak kırmızı, ödemlidir. Sıcak uygulama, dokunma, baskı iyi gelmez. Öğleden sonra ve akşam kötüleşir. Açık hava ve soğuk uygulamadan iyileşir.

Capsicum: Temporal mastoid bölgesinde ağrı, inflamatuar etkiyle tehdit edilen mastoid.. Kulak arkasında ağrı ve şişlik vardır. Gece kulakta derin kaşıntı ile süpüratif enfeksiyonlar görülür. Patlayan baş ağrısında kulaklar sıcak, kırmızı ve ağrı boğaza gider. Akıntı kalın, sarıdır. Boğazda ısı ile birlikte büyük ağrı ve kuruluk vardır. Öksürürken bir veya iki kulakta ağrı olur. Aşırı huysuzluk, karamsarlık, memleket özlemi sebep olabilir. Açık hava iyi gelmez. Yemek yerken ve sıcaktan daha iyidir. Vücutta genel bir temizlik eksikliği vardır.

Mercury: Kulak enfeksiyonunun ileri aşamasında kullanılır, burunu temizlemek rahatlama sağlar. Çocuk çok terleyebilir, kulakta kötü kokulu, yeşilimsi irin oluşmuştur. Dil büyümüştür, ağız açık uyur, yastığa salya akar. Ağrılar geceleri, nemli havada ve yutkunmayla daha kötü olacaktır. Yine acının sağ tarafta yoğunlaştığını görürüz. Isı değişimine karşı büyük hassasiyet vardır. Kulak ağrısına şişmiş lenf düğümleri, kötü kokulu nefes eşlik eder. Bezler kulak ve boğaz çevresi de şişer.

Lachesis: Tüm şikayetler soldadır ya da soldan sağa geçer. Hastanın rengi koyu mavimsi mordur. Ağır seyreden bir otittir. Çok şiddetli ağrılar ve bağırma görülür. Gece acile gidecek kadar ağrır. Ağrılar nabızla bir zonklar. Genelde boğaz ağrısı ile bağlantılı otitte iyi gelir. Çok agresif, ağrılı otitis externa gibi.. Dokunma, örtünme, baskı, uyku kötü gelir. Sabah, ilkbaharda, sıcak havada kötüleşir. Serinlik, ağrıyan yerin kanaması, terleme, her türlü ifrazat ve akıntı, konuşmak, el ile kulağı oyma iyi gelir.

Chamomilla: Kulak enfeksiyonları için Chamomilla en çok kullanılan remedylerden biridir. Kulaklarda dayanılmaz keskin bir ağrı vardır. Çocuk kulağını tutar ve acı içinde çığlık atar. Acıya karşı büyük hassasiyet vardır, ağrı eşiği düşüktür. Bir yanak kırmızı ve sıcaktır. Belladonna gibi bu semptomlar diş çıkarma veya diş ağrısı ile gelişebilir. Cham çocukları çok mutsuz, talepkar, sinirli ve memnuniyetsizdir. Sürekli kucakta taşınmak isteyecektir. Sıcak sargılar ve kucakta sallanma yardımcı olacaktır. Sallanmadıkça veya ileri geri taşınmadıkça çocuğu rahatlatmak zordur. Kulak enfeksiyonundan önce yeşil ishal görülebilir. Genellikle bebeklerde ve küçük çocuklarda diş çıkarma sırasında ortaya çıkar. Soğuk hava, rüzgar, kulağa dokunmak durumu kötüleştirir. Hasta kimsenin kulaklarını incelemesini istemeyecektir, doktorda çok ağlar. Çocuk bu remedy’nin bir dozundan sonra uykuya dalabilir.

Silicea: Apseleşme eğilimi çoktur. İğneden çok korkar. Aşıdan sonra gelişen enfeksiyonlarda düşünülebilir. Kulak ağrısı ve enfeksiyonların son aşamalarında kullanılır. Kronik veya geç evre enfeksiyon içindir. Çocuk üşür, zayıf ve yorgun hisseder, terleme de olabilir. İşitme kaybına yol açan uzun süreli, kronik OTİT için akla gelir. Kulakta aşırı sıvı birikmesi vardır. Hasta kulakların tıkalı olduğunu hisseder ve esneme veya yutkunma ağrıyı çoğaltır. Ağrı ile birlikte kaşıntı vardır ve parmağı kulağa sokma veya kulağı sertçe bastırma arzusu olur. Genellikle sol taraftadır ağrı. Ağrı kulak zarının yırtılması ile hafifler. Bu remedy’nin alınması ile kokulu ve yoğun bir akıntı olabilir, drenajı tetikler.

Hepar Sulphur: Kulak enfeksiyonunun orta ve geç evrelerinde keskin ağrılı, kokulu, sarımsı yeşil akıntı görülür. Chamomilla gibi acı dayanılmazdır. Ağrı batıcıdır. “Kulağa kıymık saplanmış” gibi bir his vardır. Bununla birlikte, bu hastalar yardım istemez, oysa Chamomilla hastaları yardım talep eder. Bu hasta telaşlıdır, dokunulmak ve yalnız kalmak istemez. Çok üşür, soğuğa, cereyana ve gürültüye karşı büyük bir hassasiyet vardır. Muayene etmeniz gerekiyorsa daima ellerinizi ısıtmaya çalışın, dokunmaya duyarlılık ve soğuktan kaçınma çok belirgindir. Şişkin bir kulak zarı ve irin oluşumu görebilirsiniz. Boyundaki bezler de şişebilir. Kulak da dahil olmak üzere örtüyü başına kadar çeker ve örtünmek iyi gelir.

Pulsatilla: Özellikle soğuk algınlığından sonra veya soğuk algınlığı ile ortaya çıkan kulak enfeksiyonları için belki de en sık kullanılan remedydir. Kulak tıkanmış gibidir ve ağrılar keskindir. Durum Chamomilla’daki kadar acı verici değildir. Ağrı dışa doğrudur ve akşamları ve geceleri daha kötü olacaktır. Kulak, kırmızı ve sıcak, hassasiyet çoğunlukla sol taraflı olacaktır. Özellikle enfeksiyon uzun süredir devam ediyorsa ve kronikse kulakta derin bir kaşıntı hissedilebilir. Hasta bol bol ağlayacak, üzülecek, çokça teselliye ve güvenceye ihtiyaç duyacaktır. Çocuk ise, nazik, ağlamaklı ve mızmız olma eğiliminde olacak ve şefkatle kolayca sakinleşecektir. Akıntıları kremimsi ve sarı yeşildir. Sabah uyandığında gözünde çapaklanma olabilir.

Kali Sulph: Pulsatilla’ya benzer ama susar ve daha sinirlidir. Sarı, sümüksü balgam ile soğuk algınlığından sonra kulakta ağrı olur. Derin giden iltihabi durumlar gibi düşünebiliriz; sinüzit ve bronşit vb. Burun tıkalıdır. Koku kaybı vardır. Ağızdan solunum ve horlama vardır. Akşamları ve sıcak bir ortamda öksürük kötüleşir. Göğüste mukustan ötürü çıngıraklı bir ses vardır. Sarı mukus ve seröz akıntılar, boldur. Sıcak odada sinirli, gergin ama aile dışındakilere karşı
korkaktır. Puls tersine, lokal semptomlar olan burun tıkanıklığı sıcak odada düzelebilir. Mukus altın sarısıdır. Kulak zarı beyaz kaplı, östaki kanalı tıkalıdır.

Lycopodium: Öğleden sonra ve akşamın erken saatlerinde daha kötü olan sağ kulak ağrısı vardır. Çocuk genellikle kulaklarının tıkandığını ve bir çınlama veya uğultu sesi duyduğunu söyleyecektir. Çocuk güvensizdir ve etrafında başkalarına ihtiyaç duyar, ancak bir savunma mekanizması olarak zorba gibi davranabilir.

Sulphur: Kulaklarda aşırı kaşıntı vardır. Kaşımaya çalışırken ağrıya dönüşür. Kirli, rahatsız edici, bazen ekşi kokulu akıntılar olur. Yıkanmaktan hoşlanmayan, kulağında su varmış gibi hisseden çocuklardır. Sıcaklar, ağrılarım yanıcıdır. Ciltte kaşıntı ve döküntülere eğilimi olan tepe noktası, avuç içi veya tabanları yanan kişiler için uygundur. Sıcak kafa ve soğuk ayaklarla ateş görülebilir. Kulaklardan gelen akıntıların baskılanması kötü gelir.

Kronik kulak enfeksiyonu olan çocuklar için önemli notlar:

Mümkünse süt ürünlerini, özellikle inek sütü ürünlerini ve dana etini beslenmeden çıkarın. Oğlumun 40’a yakın gıdaya alerjisi olmasından ötürü homeopatiden önce beslenmenin önemini kavramıştım.

Süt ürünleri mukus üretir ve nezle varsa mevcut süt tüketimi durumu daha da kötüleştirecektir.

Çocuğunuzu yatarken beslenmekten kaçının, biberonla yatakta beslenen küçük çocuklarda kronik vakaların daha fazla görüldüğü tespit edilmiştir.

Yasal Uyarı:

Bu yazı sadece bilgi verme amaçlıdır ve herhangi bir hastalık veya tıbbi durum için teşhis, tedavi, iyileştirme, önleme veya reçete yazma amacı taşımaz.

Gerektiğinde bir uzman homeopat hekimden destek alınmalıdır. Bu bilgileri bir hastalığı tedavi etmek veya kendi kendinize teşhis koymak için kullanmayın.

Rozasea. Rosacea. Gül Hastalığı. Gülleme.

Kızarmak… Bazı durumlarda yüzümüzün kızarması normaldir, ancak özellikle burun, yanaklar ve alın bölgesinde sürekli cilt kızarıklıkları varsa, Rozasea’lı milyonlarca insandan biri olabilirsiniz.

Rosacea’ya tam olarak neyin neden olduğu bilinmemekle birlikte, sık sık yüksek sıcaklıklara, güneşin zararlı UV ışınlarına veya aşırı strese maruz kalıyorsanız bu duruma yatkın olabilirsiniz. Alkol ve baharatlı gıda tüketimi de bir neden olabilir. Aile öyküsü, miyazmanız, buna bağlı hassas cilt dokunuz da sizi bu duruma karşı savunmasız hale getirebilir. Menopoz öncesi dönemde kullanılan hormonlara bağlı kızarmalar da mümkün. Bazı araştırmalar akarlar ile de ilişkilendiriyor.

Lokalize veya tüm yüzü kaplayan kızarıklık, kolayca kızarma veya kızarma eğilimi, yüzde yanma veya batma hissi, örümcek benzeri kan damarlarının sayısındaki artış, sivilce benzeri cilt döküntüleri ve kızarıklık ile birlikte sulu gözler görülebilir.

Peki homeopati bunun neresinde?

Homeopati, hastayı bir bütün olarak ele alır ve sorunu derinlemesine inceler, neden olan faktörü ortadan kaldırarak bağışıklık fonksiyonunu destekler. Amaç, altta yatan durumu tedavi etmek için vücudun doğal iyileşme ve kendi kendini onarma yeteneğini canlandırmak ve en yüksek sağlık ve esenlik durumunu yaratmaktır. Bu, homeopatik tedavinin bir kişi olarak hastaya ve ayrıca patolojik durumuna odaklandığı anlamına gelir.

Homeopatik ilaçlar, hastanın tıbbi öyküsünü, fiziksel ve zihinsel yapısını, aile öyküsünü, mevcut semptomları, altta yatan patolojiyi, olası nedensel faktörleri içeren tam bir bireyselleştirici muayene ve vaka analizinden sonra seçilir. Miyazmatik eğilim, yatkınlık, duyarlılık sıklıkla bu gibi kronik durumların tedavisi için dikkate alınır.

Bir homeopat, sadece mevcut semptomlardan daha fazlasını tedavi etmeye çalışır. Odak genellikle hastalık durumuna neyin sebep olduğudur? Neden bu hasta bu şekilde hastalanıyor. Hastalık teşhisi önemlidir ancak homeopatide hastalığın nedeni sadece bakteri ve virüsler değildir. Bir kişiyi hastalığa yatkın hale getirebilecek zihinsel, duygusal ve fiziksel stres gibi diğer faktörlere de bakılır.

Doğru homeopatik remedy bu hastalığa olan yatkınlığı düzeltmeye çalışır. Odak noktası hastalığı iyileştirmek değil, hasta olan kişiyi iyileştirmek, sağlığına kavuşturmaktır. Bir hastalık patolojisi çok gelişmiş değilse, homeopati tedavi için bir umut verir, ancak tedavi edilemez durumlarda bile, homeopatik ilaçlarla yaşam kalitesi büyük ölçüde iyileştirilebilir. Rosacea kronik hastalıklar sınıfındadır ve yapısal tedavi gerektirir.

Aşağıda bahsi geçen homeopatik remedy’ler eksiksiz ve kesin bir rehber değildir. Her bir homeopatik remedy’e karşı gelen semptomlar, baktığınızda bu hastalıkla doğrudan ilişkili olmayabilir, çünkü homeopatide bir remedy seçerken genel semptomlar ve yapısal belirtiler de dikkate alınır, daha ayrıntılı olarak incelemek için lütfen Homeopatik Materia Medica edinin.

Agar., ars., ars-br., ars-i., aur., aur-m., bell., calc-p., calc-sil., canth., caps., carb-ac., carb- an., carb-s., carb-v., caust., chel., chrysar., cic., clem., eug., hydr-ac., hydrc., iris., kali-br., kali-i ., kreos., lach., led., mag-p., mez., nux-v., ov., petr., plb., psor., rad., rhus-t., rhus-t., ruta ., sep., sil., sul-i., sulo-ac., sulph., sul-ac., syc-co., tub., verat., viol-o., viol-t.

Agaricus, kalıcı kaşıntı hissi ile birlikte yüzdeki şiddetli kızarıklık gibi semptomlar için faydalıdır. Yüz derisinde kaşıntı ve yanma hissi ile sınırlı kızarıklık vardır. Cilt soğuktur, soğuk havaya maruz kalmıştır. Başka bir remedy, Belladona da bu durumda iyi çalışır ve bu ilacın ortaya çıkan semptomu kırmızı, kızarmış yüz derisidir. Cilt çok parlak görünür ve dokununca çok sıcaktır.

Euphrasia Officinalis, durum gözleri etkiliyorsa ve göz çevresinde kaşıntı, kızarıklık ve sulu akıntı gibi belirtiler gösteriyorsa bu remedy etkilidir.

Carbo Veg, yüze mavimsi bir renk veren görünür kan damarları semptomlarının eşlik ettiği Rosacea’yı tedavi etmek için özellikle yararlıdır. Yüz mermer gibi görünür ve soğuk soğuk terler. Başka bir ilaç Lachesis de cildin morumsu mavi göründüğü ve çok sıcak olduğu durumlarda iyi sonuçlar verir.

Nux Vomica, aşırı alkol veya baharat kullanımı bu duruma yol açtığında etkili bir şekilde çalışır. Thuja ise etkili başka bir remedydir. Çay tüketiminin iyi gelmediği durumda düşünülebilir.

Psorinum, Rosacea’dan kaynaklanan sivilcelerin tedavisinde özellikle faydalıdır, bu ilaç ayrıca bozukluk kafein tüketimi ile kötüleşirse de etkilidir. Silicea, kistik akne için en iyi homeopatik ilaçlardan biridir.

Bovista Lyc ise aşırı kozmetik kullanımından sonra iyi sonuçlar verebilir.

Hydrocotyle Asiatica, Rosacea cildinizin önemli ölçüde kalınlaşmasına ve sertleşmesine neden oluyorsa, bu ilaç semptomları hafifletmede harikalar yaratabilir. Başka bir remedy Sarsaparilla da yaz aylarında durum kötüleştiğinde iyi sonuçlar verir. Güneşe maruz kalma durumu Cantharis’i de akla getirebilir.

Arsenicum, bu homeopatik ilaç, aynı zamanda kolayca enfekte olmuş gibi görünen kuru, pul pul, sıcak bir cilde yol açan Rosacea içindir. Bu ilaç, içeriden sıcak gelse bile cildi hızla soğuyan kişilerde işe yarar.

Hepar Sulphur, cildin irinli olduğu durumlarda kullanılır. Dokunması acı veren Rosacea için harikadır, sıcak uygulamanın iyi geldiği, sıcak havaya maruz kaldıklarında sivilceleri düzelen kişilerde iyi yanıt verir.

Pulsatilla, bu remedy özellikle kadınlarda, çocuklarda ve genç ergenlerde örneğin adet döngüsü, hamilelik, doğum eylemi, ergenlik ve menopoz sırasındaki hormonal değişiklikleri tedavi etmek için kullanılır. Pulsatilla, bu hormonal değişikliklerden kaynaklanan kızarıklıkları sakinleştirebilir. Aynı zamanda hassas ve ağlamaklı insanlar veya ruh hali değişimlerinden, gözyaşlarından ve kahkahalardan kolayca etkilenen yumuşak bireyler için de iyidir. Bu tür bir tedavi, temiz havada kendini daha iyi hisseden ve sıcak odalarda kötüleşen insanlar için harikadır. Yine benzer durumlarda Sepia, hamilelik, ergenlik, adet döngüleri, menopoz ve doğum gibi aşamalarda hormonların neden olduğu kızarıklıklar ve diğer değişiklikler için iyidir. Bu ilaç özellikle Pulsatilla’nın aksine çabuk üşüyen ve canı çikolata ve tuzlu yiyeceklere yönelen kadınlar için iyidir.

Rhus Tox, özellikle sivilce benzeri lezyonlar ile kabarık ve iltihaplı cildi olan Rosacea hastaları için iyidir. Özellikle hava çok soğuk olduğunda veya hava çok sertleştiğinde kötüleşen Rosacea rahatsızlığı olanlar için iyi sonuç verir.

Bunlar, yaygın olarak kullanılan remedy’lerden sadece bazılarıdır ve homeopatinin etkinliği hakkında farkındalık yaratmak için bahsedilmiştir.

Bu yayın için,
bkz. ResearchGate publication 281067630
ROSACEA AND HOMEOPATIY
Lawrence Chukwudi Nwabudike
National Institute of Diabetes, Nutrition and Metabolic Diseases, N.C. Paulescu

Vaka 1

53 yaşında, emekli. Bir yıllık yüz döküntüsü öyküsü ile başvurdu. Kaşlar arasındaki bölgede başlayan erüpsiyon yanaklara doğru yayıldı. Tıraş sonrası daha da kötüleşen kaşıntı ve batma hissi vardı. Geçmişteki tıbbi öyküsü, bir kaza sonrası lomber disk patolojisi ve sağ gözde körlük açısından önemliydi. Sigarayı 4 yıl önce bırakmış ama 34 yıldır sigara içiyordu, ayrıca düzenli olarak ev yapımı şarap tüketiyordu. Fizik muayenede sağlığı iyi, merkezi yüzde eritem, çoğunlukla yüzdeki “kelebek bölgesinde” görüldü. Erüpsiyonda hafif bir sol baskınlık vardı. 6 hafta boyunca haftalık olarak X potens Lachesis ve gerektiğinde Aloe vera kremini aldı. 3 ay sonra semptomlar geçmiş ve lezyonlar çok iyileşmişti. Ayrıca o zamandan beri ilacı kullanmayı bırakmıştı. Homeopatik ilaç kullanımının kesilmesinden 6 ay sonra hasta remisyonda kaldı.

Vaka 2

32 yaşında kadın hasta, daha önce seboreik dermatit tanısı almış 10 yıllık yüz döküntüsü öyküsü ile başvurdu. Güneşe maruz kalma, soğuk hava, toz ve öfke ile durumu ağırlaştı. Bunun için sadece geçici etkisi olan bir topikal steroid krem kullanmıştı. Geçmiş tıbbi öyküsü, allopatik ve homeopatik ajanlarla da başarısız bir şekilde tedavi edilmiş bir el dermatitini içeriyordu. Son 11 yıldır günde yaklaşık 10 sigara içiyordu. Muayenede genel sağlığı iyi olan, kelebek ve elmacık bölgesinde özellikle sağda eritemli plak ve püstüllerin olduğu genç bir kadın görüldü. Görünür el lezyonu yoktu. Haftada bir uygulanmak üzere X potens Lycopodium aldı ve gerektiğinde Aloe vera kremini kullanması istendi. 6 haftalık takip ziyaretinde lezyonlar iyileşti. Remisyonda kalmaya devam ediyor. El dermatiti de düzeldi.

Vaka 3

34 yaşında bir kadın, ara sıra kaşıntı ile ilişkili ani başlangıçlı yüzde döküntü ile başvurdu. Ayrıca güneşe maruz kaldığında batma ve kızarıklık hissetti. Kendisine sistemik antihistaminikler ve hidroksiklorokin tabletleri reçete edilmişti. Geçmiş tıbbi öyküsü önemsizdi. Muayenede altta hafif ödem bulunan eritemli bir döküntü olduğu tespit edildi. Homeopatik remedy Causticum’u X potens 6 hafta boyunca haftalık olarak aldı. 6. haftada lezyonlar neredeyse tamamen temizlenmiş ve kişi iyileşme göstermişti. Tedavinin kesilmesinden 8 ay sonra remisyondadır.

Homeopatlar, en iyi tedavilerin bireyselleştirilmiş olduğunu düşünürler, bu nedenle aynı fiziksel tanıya sahip 3 hasta, burada olduğu gibi üç farklı homeopatik tedavi alabilir.

Tüm bunların dışında, Rosacea, değişen şiddette kronik bir hastalıktır. Özellikle altta yatan ödem olduğunda tedavisi zor olabilir. Rosacea tedavisi, benzoil peroksit ve bazı topikal ajanların yanı sıra kimi sistemik ilaçları içerir. Ek olarak, yaşam tarzı değişiklikleri, stres, baharatlar ve güneşe maruz kalma gibi tetikleyici faktörlerden kaçınmayı gerektirir.
Kaynak: 


Diseases of Skin With Homeopathic Management, Dr. Gopi KS, BSc, BHMS, MD Former Professor Govt. Homoeopathic Medical College Karaparambu, Kerala, India

Impossible Cure, The Promise of Homeopathy, Amy L. Lansky, PhD

https://www.researchgate.net/publication/281067630


Yasal Uyarı:

Bu yazı sadece bilgi verme amaçlıdır ve herhangi bir hastalık veya tıbbi durum için teşhis, tedavi, iyileştirme, önleme veya reçete yazma amacı taşımaz.Gerektiğinde bir uzman homeopat hekimden destek alınmalıdır. Bu bilgileri bir hastalığı tedavi etmek veya kendi kendinize teşhis koymak için kullanmayın.

Keyfine Bak..

İster sahnede performans sergile, istersen iş yerinde bir sunum sebep olsun… Sahnede olma korkusu, durumu içinden çıkılmaz bir hale sokuyor.

Öncelikle neden sahne korkusu için homeopati düşünmeniz gereksin? Her konuda olduğu gibi bu konuda da sizin için sadece bir anahtar var ve onu bulmak gerçekten zor olabilir, ama içinde bulunduğunuz durumun sıkıntısını düşünürseniz buna değer…

50 kişilik bir grubu korkularıyla inceleseydik, hepsi bunu kendi bireysel semptomları ile yaşıyor olurdu. Öncelikle bu korkuyu nasıl, ne zaman ve neden hissettin? Remedy seçmeden önce sormamız gereken en önemli sorular bunlar olmalı, çünkü kişiye özel olanı bulacağız.

Sahne korkusu için homeopati kullanmayı tercih edenler neden bu yolu seçiyor? Remedy kullanmanın bir sürü olumlu tarafı var, mesela bu durumlar için farmasötik ilaçlarla yaşayabileceğiniz yan etkilerden arınmış oluyorsunuz ve almak zorunda olduğunuz diğer ilaçlarla da etkileşime girmiyor. Bunu bir kenara koyalım, deneyimli eczacılarımıza bu konuda daha detaylı bilgi almak için danışabilirsiniz.

Birçoğumuz konuşmamız veya performans sergilememiz istendiğinde hayatımızın bir noktasında gergin hissedebiliriz. Ancak bu gerginlik sinir sistemimizi etkilediğinde, sahne korkusu için homeopatiyi düşünmenin zamanı gelmiştir. Sahne korkunuz olduğunda veya sunum yapmak üzereyken nasıl hissettiğinizi düşünün, oluşan semptomları izleyin ve en uygun çözümü bulun.

Sahne korkusu ile mücadele ediyorsanız aşağıdakilerden başka çözüm olabilecek remedyler de var elbette ama başlangıç noktası olarak bunları düşünebilirsiniz, amacım biraz yeni bakış açıları yaratmak.

Aconite, panik veya korku dolu bir durumda olduğunda aklımıza gelen bir remedydir. Titreme, sık ve hızlı nefes alma, belki karıncalanma ve uyuşukluk. Bu durum, panik atak şeklini alan bir tür sahne korkusu olurdu.

Argentum Nitricum, Aceleci ve telaşlı bir halde korku içinde koşuşturma haline benzer. Mottosu “Acele et!”.. Endişeli ve telaşlı, derin bir endişe ve korku duygusu vardır. Sürekli tuvalete taşınır.

Arsenicum, huzursuz bir panik hissi göze çarpar. Titizlikle hazırlanmışsınızdır, fontlar birbirinin aynı, her bir önemli kelime vurgulanmış, sunum eksiksizdir ama yine de bunu yapamayacağınız hissi olabilir.

Gelsemium, korkudan donup kalma, geçici hisssizlik… Titreyebilir ve zayıf hissedebilirsiniz. Tutunacak yer ararsınız, tuvalete gitme isteğiniz artar, eliniz ayağınız titrer.

Lycopodium, korkuyorsunuz.. Korku midenize vuruyor. Performans veya sunumdan hemen önce.. Buradaki fark, acele etmek yerine ertelemek istemenizdir. İyi olan şu, bir kez başladığınızda, akışa girersiniz ve hatta eğlenebilirsiniz. Eğer böyleyseniz LYC tam size göre bir remedy.

Tarihten yüz gülümseten bir hikaye..

Yıllar boyu Büyük Britanya’nın çeşitli kralları ve kraliçeleri, homeopatik doktorlardan açıkça tıbbi yardım istedi. Bunlardan en bilineni, The King’s Speech filminde anlatılan, Kral VI. George’nin ve konuşma terapisti Lionel Logue’nin etkileyici hikayesidir. Lionel Logue ne bir doktor ne de geleneksel bir konuşma terapistiydi, ancak tedavi stratejileri başarılıydı.

Hiç istemediğiniz halde, kardeşiniz İngiltere Kralı olarak kraliyet görevinden feragat ettiği için size miras kalan bir tahtın üzerine aniden itildiğinizi ve krallarını görmeye gelen binlerce kişinin önünde durduğunuzu hayal edin. Dakikalar içinde ulusu rahatlatmak ve cesaretlendirmek için canlı bir konuşma yapacaksınız. Ama nafile çünkü kelimeler ağızınızdan çıkmaz ve kekelersiniz. Bunlar, ödüllü The King’s Speech filminde resmedilen Kraliçe Elizabeth’in babasına ait sahneden… Bir sürü kişinin bilmediği şey ise, filmde anlatılan konuşma terapisinin yanı sıra King George’nin homeopatik tedavi de görüyor olmasıydı. Yıllar sonra, aynı kral bir sinir yaralanmasını yine homeopatik tedavi ile iyileştirdi ve bunun şerefine ödüllü yarış atına bu remedynin adını verdi: Hypericum yani St John’s-Wort, Sarı Kantaron.

İngiliz Kraliyet Ailesi, aşırı derecede muhafazakar olması ve geleneksel aile ve kamu hizmeti ideallerini bünyesinde barındırmasıyla bilinir, ancak aynı zamanda, gerçekten işe yarayan bazı geleneksel olmayan tedavileri özel olarak takdir ettikleri ve hatta savundukları da bilinmektedir. Bay Logue’nin konuşma terapisi ve saygı duyulan ve yaygın olarak uygulanan homeopatik tıp sanatı ile deneyimleri de böyleydi.

Kaynak: 

A Doctor's Guide to Alternative Medicine: What Works, What Doesn't, and Why, Mel Borins

Yasal Uyarı: Bu yazı sadece bilgi verme amaçlıdır ve herhangi bir hastalık veya tıbbi durum için teşhis, tedavi, iyileştirme, önleme veya reçete yazma amacı taşımaz.Gerektiğinde bir uzman homeopat hekimden destek alınmalıdır. Bu bilgileri bir hastalığı tedavi etmek veya kendi kendinize teşhis koymak için kullanmayın.

Olduğu Kadar.. Hiç Olmaması da “Olduğu Kadar”a Dahil.. Ne Güzel de Söyleniyor.. Ama Bu Konuda Değil.. PMS..

Sepin’in oryantasyonunda ilk kez duyduğumda baya sarsılıp sarıldığım sözcükler.. Olduğu Kadar.. Hiç Olmaması da “Olduğu Kadar”a Dahil.. Bana kimse böyle bir seçenek olduğunu söylememişti.. O yüzden önce insan olma halini anladım, harikaydı. Sonra kadın olma..

Kadını da homeopatiyi anladıkça daha iyi anladım çünkü ilk kez bir şey bize bir bütün olarak bakıyordu..

Doğası gereği canlıların amacı yaşamak ve çoğalmaktır. Kaynaklar kıtsa, organizma önce hayatta kalmaya, sonra üremeye öncelik verir. İnsanlar akıl ve özgür iradeye sahiptir ve üreme dürtülerini yönetebilirler, ancak insan vücudu programlanmıştır ve kaynaklara göre üreme sistemine öncelik verecektir veya vermeyecektir. Sonuç olarak, üreme sistemi iyi çalışmıyorsa, bu genel sağlığınızın da iyi olmadığının bir işaretidir.

Bir bakalım, döngümüz nasıl? Ne kadar sürer, düzenli mi, miktar, renk, kıvam, fiziksel ve duygusal acı.. Hepsi hormonlarınızın dansı ve vücudunuzun geri kalanının bu danstan ne kadar keyif aldığı ile ilgili…

BİR DENGELEME EYLEMİ.. Hormonlarımız, östrojen ve progesteron, şunlar üzerinde farklı etkilere sahiptir: kardiyovasküler sistem, kemikler, beyin, duygusal esenlik, bağışıklık sistemi, kan şekeri, stres hormonu seviyeleri
ve muhtemelen diğer bir sürü şeyde de..

Bu dengeli eylemi, bu eşsiz koreografiyi bazen çeşitli nedenler ile, belki gerekli veya belki başka çözümler de olduğundan değmeyecek şekilde strese sokuyoruz. Dr. Sarah Hill, kitabında şöyle diyor: “Doğum kontrol hapı kullanan kadınların stres hormonu profillerinin, sağlıklı genç kadınlardan ziyade travma mağdurlarına ait olanlara benzemesi hepimizi endişelendiriyor”.

Çeşitli araştırmalar, adet öncesi ve/veya adet ağrısı veya duygusal sıkıntı çeken kadınların yüzdesinin %80’e kadar çıktığını gösteriyor. Bu bir sorun ama yaşanan sıkıntılar normalleştiriliyor. Fiziksel ve duygusal açıdan yaşananlar, bir şeylerin yolunda gitmediğinin işareti. Bazıları adet döneminden önce semptomlar geliştirir ama önemsizdir, müdahale etmezler. Diğerleri içinse hayat çok çekilmez olabilir.

Premenstrüel Sendrom (PMS), bir kadının adet dönemine kadar geçen bir veya iki hafta içinde düzenli olarak ortaya çıkan duygusal ve fiziksel semptomlarını ifade eder. Bunlar genellikle adet başladığında veya hemen sonrasında kaybolur; fiziksel, duygusal veya davranışsal haller, hassas memeler, aşermeler, tatlılar veya çikolata, alkol intoleransı, sıvı tutma ve kilo alma, şişkinlik, baş ağrısı, eklem ağrısı, kas ağrıları, sivilce, ağrılı gözler, kabızlık veya ishal, kusma, tükenmişlik, kaygı veya gerginlik, sinirlilik, depresyon, gözyaşı, sosyal alandan geri çekilme, uykusuzluk hastalığı, kızgınlık, diğer insanlardan tiksinme, yalnız kalma arzusu, unutkanlık, bilinç kararması…

Bir de bunun daha ileri boyutu vardır, PMDD. Aşırı PMS, Pre-Menstrüel Disforik Bozukluk, PMDD, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı DSM-5 içinde depresif bozukluklar bölümünde görülmektedir.

PMDD, kadınların %3 ila %8’ini etkiler. Semptomlar PMS’dekine benzer – ancak daha aşırıdır. Döngüden en az 4 gün önce şu semptomlardan beşi veya daha fazlası yaşanırsa, PMDD olasılığı araştırılmalıdır: günlük aktivitelere ve ilişkilere ani ilgisizlik, ezici yorgunluk veya düşük enerji, olası intihar düşünceleriyle birlikte aşırı üzüntü veya umutsuzluk duyguları, gerginlik hissi veya kontrol edilemeyen anksiyete ve ağrı atakları, aşırı yemek yeme ve sebepsiz ağlama dönemleri ile ruh hali değişimleri, kişisel ilişkileri etkileyen kalıcı sinirlilik veya öfke, basit görevlere konsantre olma sorunu, baş ağrısı ve eklem veya kas ağrısı gibi fiziksel belirtiler, çok fazla veya çok az uyumak…

PMDD yaşayan kadınlar kendi kendine yardım edemez, anti-depresanlar veya doğum kontrol hapları PMS için rahatlama sağlayabilir, ancak yalnızca sorunu çözmeden kapatır.

Bir de dönemsel yaşanan ağrılar vardır, ağrı hafiften aşırıya kadar değişebilir. Çoğumuz bunun normal olduğunu düşünüyor, bazen günü geçirmek için bir ağrı kesici alıyor. Bazen bir ağrı kesici daha.. İşe yaradı!! Aslında ağrılar birlikte yaşamak zorunda olduğumuz bir şey değil, onlar potansiyel bir soruna karşı bizi uyarmak için var. Şiddetli adet ağrınız varsa, altta yatan bir durum olup olmadığını kontrol edin.

Peki hap bütün bunlara çözüm mü? NEDEN DEĞİL? Bütüncül olmayan tıp genellikle adet sorunları için hormonal kontraseptifler sunar. Ne yazık ki, bu en iyi ihtimalle yalnızca semptomları maskeleyecek ancak onları düzeltmeyecektir. Bir sürü kadın ve genç kız, ben de yaşadım, hapı bıraktıklarında sorunun daha da kötüleştiğini görüyor. Sadece bu da değil, üreme sistemlerini kapattıktan sonra, yeniden açmanın ne kadar meşakkatli olduğunu da..

Tüm bunlara son vermek için yapacak çok şey var.. Onları yazmayacağım her yerde bulabilirsiniz, fonksiyonel tıp alanındaki ilerlemelere bakın. Ben bugün işin homeopatik kısmına değinmek istiyorum.

Homeopati hakkında biraz bilgi ile, kadınların bazı akut durumlarda kendilerini tedavi etmeleri oldukça güvenlidir. Adet düzensizlikleri ve eşlik eden migren, eklem ağrıları vb. durumlar kronik hastalıklar sınıfındadır ve bu nedenle nitelikli bir homeopat tarafından ele alınması gerekir. Bununla birlikte, komplike olmayan ağrıları için ve hatta daha komplike vakalarda anında rahatlama için kullanılabilecek remedyler vardır.

PMS için neler kullanabiliriz?

Chamomilla, son derece asabi, kaba ve öfkelidir. Hiç kimse ve hiçbir şey onu memnun edemez. Acıya, gürültüye, kokulara, dokunmaya aşırı duyarlıdır. Ağrılı kramplar, adet öncesi kesme ağrıları ile başlar ve adet başlayınca daha da kötüleşir. Kahve hiç iyi gelmez. Bu aynı zamanda diş çıkaran çocuklar için de önemli bir remedydir ve ikisi arasında davranışta benzerlikler vardır!!

Lachesis, keskin ve sivri dilli, asabi, kıskanç, kibirli, şüphecidir. Dünyaya karışma arzusu yoktur. Çok gevezedir ve durmadan konuşur. Karın krampları ve zonklayan baş ağrısı vardır.
Akıntının başlamasıyla tüm belirtiler daha iyi olur. Dar giysilere dayanamaz.

Pulsatilla, kolayca ağlar. Göz yaşı oradadır. Üzgün, yalnız ve sevilmemiş hisseder. Şefkat iyi gelir. Solgun bir yüz ve beraberinde baş ağrısı vardır. Çok az susar veya hiç susamaz, sıcak, havasız bir odada daha kötü hisseder, dışarıda temiz havada daha iyi hisseder. Rüzgarda boynu bükülen narin Pulsatilla gibi kişinin de ruh hali çok kırılgandır ve kararsızlıklar içinde bir öyle bir böyledirler.

Sepia, sevdiklerine, ailesine ve işine olan kayıtsızlık, bundan kaynaklı sinirlilik ve üzüntü. Sivilce ve akne sorunu eşlik edebilir. Genellikle bağımsızlıklarına ve mahremiyetlerine değer veren kadınlar tarafından ihtiyaç duyulur.

Bryonia, memelerde aşırı şişlik ve ağrı, en ufak bir harekette kötüleşme, ağrıyan yeri elle tutma isteği vardır. Rahatsız edildiğinde sinirlenebilir, yalnız bırakılmak ister. Kupkurudur, kabızlık görülür. Kuruluğa sonsuz bir susuzluk eşlik eder.

Nux Vomica, endişeli, heyecanlı, sinirli… Sık sık dışkı çıkarma arzusuyla birlikte kabızlık görülür ancak çok az sonuç alınır veya hiç sonuç alınamıyor.

Lac Caninum, Üst bedende büyük hassasiyet vardır, dokunmaya duyarlıdır, giysilerin bedeni sıkmasına tahammül edemez, mesela sütyen giyemez veya merdivenlerden çıkarken veya inerken sıkıca tutar. Bağırsaklarda gaz problemi vardır, vulvada kaşıntısı olabilir.

Dayanması zor ağrılar..

Mag Phos, adet sancısı için en güzel remedylerden biridir. Yatakta sıcak su torbasıyla kıvrılmak istemenize neden olan kramp ağrıları içindir.

Colocynthis, Mag Phos’a benzer ama onun çalışmadığını düşünün. Acıyla iki büklüm olursunuz. Sertçe bastırmak ve sıcak uygulama iyi gelir. Rahimdeki ağrı bazen, sanki parçalar bir mengeneye sıkıştırılmış gibi kramp benzeri tanımlanır. Huzursuzdur ve inliyordur.


Cal Carb, adet sırasında bel veya sakral bölgede ağrı olur. Ağrı kalçalara ve uyluklara yayılabilir.

Vibernum, alt karın ve rahim yolundaki dayanılmaz kramplar ve yatak ağrıları için kullanılır, ağrı uyluklara doğru yayılır. Kişi adet öncesi ve başında daha kötüdür, akıntı arttıkça ve pıhtı geçtikten sonra hafifler. Akış yetersiz ve ince olabilir. Yumurtalıklar üzerinde de ağrı olabilir.

Sepia, pelvik organların vulvadan çıkmasını önlemek için bacak bacak üstüne atmak zorundaymış gibi hisseder. Ağrılı dönemlerde anüste ağır yumru hissi ile kabızlık vardır. Dışkı çok serttir ve küçük yuvarlak toplar halinde dışarı çıkar. Kabızlık görülür.


Nux Vomica, adet dönemleri ağrılıdır, yine kabızlık görülür. Alt karındaki ağrı, dışkılamadan sonra iyileşir, ancak kısa süre sonra yeniden dışkılama dürtüsü ile ortaya çıkar. Adetler uzar ve buna bayılma eşlik edebilir. Rahimdeki kavrama ve kasılma ağrıları çoktur. Alt sırtta sertleşme ve tutulma vardır.


Pulsatilla, özellikle ergenlik dönemindeki adet ağrıları için kullanılabilir. Ağrılar alt karın ve sırtta daha kötüdür. Ağrıların yoğunluğu, doğum eylemi gibi şiddetlidir ve hastanın ağlamasına neden olur. Adet dönemlerinde kanama yetersiz ve düzensiz olabilir ve sadece gündüz görülebilir. Serin, temiz hava iyi gelir. Genelde ağlamaklı bir ruh hali vardır.

Belladona, adet sancıları zonklayıcı karakterdedir ve aniden ve şiddetli bir şekilde ortaya çıkar. Rahim bölgesinde genellikle belirgin bir dolgunluk ve nabız hissi vardır ve semptomlar sağ tarafta daha kötü olabilir. Yatak istirahati ile kendilerini daha iyi hissederler. Sırt ağrısı vardır ve vücut kırılacakmış gibi hisseder. Ayrıca zonklayan bir baş ağrısı eslik edebilir.

Bunlar remedylerden bazıları.. Bunlara 10’larca remedy eklenebilir. Zamanla liste daha da uzayacaktır.

Kaynak: 

Hormon Tedavisi, Dr. Sara Gottfried

Period Repair Manual, Lara Briden

The Pill, Holly Grieg-Spall's article on Myths

This Is Your Brain on Birth Control: The Surprising Science of Women, Hormones, and the Law of Unintended Consequences, Dr. Sarah Chapman Hill

Küçük Dostumuz Bademcik..

Tonsilit, bademcik iltihabı, bademciklerin şişmesi veya iltihaplanmasıdır. Bademcikler, boğazın arka kısmında bulunan yuvarlak şekilli yumuşak doku kütlesi; iki adet bezdir. Vücudun ilk savunma sistemidir, homeopatiye ve homeopatlara göre bütünlüğünün korunması çok önemlidir.

Bademciklerin ağrılı kızarıklığı ve şişmesi, aşırı tükürük birikmesi, baş dönmesi, ateş, kulaklara uzanan ağrı, yutkunma ile ağrı, hareketle ağrı, yanıcı ağrı, batıcı ağrı, kıymık batması gibi ağrı, soğuk suyla iyileşen ağrı, su içmeyle birlikte ağrı, alt çene açısının altında ağrı veya ağrısız lenf bezi büyümesi… Soğuk algınlığı ve yorgunluk ile ateş, öksürük nöbeti, kulak ağrısı, beyaz noktacıklar, ağız kokusu… Evdeki hastanızın semptomlarına bir defa da bu gözle bakın.. Ağrının hastaya özgü bir tarifi mutlaka olacaktır. Belki de susacak ve sadece teselli isteyecek, belki çığlık atacak veya paçanıza yapışacak.. Tedavi için hepsi birer veridir..

Antibiyotik kullanmadan, yetkin bir homeopat doktor ile iyileşebilirsiniz. Daha fazla bilgi ve ikna 🙂 için Kulak Burun Boğaz Uzmanı, Homeopat ve Pediatrik KBB, Op. Dr. Tahir Akdeniz’e ulaşabilirsiniz. Tahir Hoca bademcikleri iyileştirmenin en güzel halini size anlatacaktır.

Biz evde ne yapıyoruz?

Ben evde semptomlar toplamına bakıp ihtiyacım olduğunda homeopatımızdan destek alıyorum ve aşağıdaki remedylerden biri ve aslında en benzeri ile ilerliyorum. Aşağıdakiler bu durum için kullanılan belli başlı remedylerden bazılarıdır. 5000 den fazla remedy olduğu düşünülürse biri de mutlaka sizin içindir. 🙂

Arsenic, huzursuzluk ve artan susuzluk ile birlikte gelişen bademcik iltihabında kullanılır. Hastada büyümüş bademcikler görülür, bademcikler soğuğa maruz kalmaktan veya soğuk içecekler veya soğuk yiyeceklerden sonra iltihaplanır. Sıcak içecekler veya sıcak yiyecekler ağrıyı hafifletir. Ateş, bademcik iltihabı ile birlikte mevcut olabilir. Hasta üşür ve beraberinde titreme de görülebilir. Örtünme sever ama açık hava isteği ile cam açabilir. Hastada gece kötüleşme olur. Boğazdaki yangı çok belirgindir. Sürekli tahriş edici, aşındırıcı, yakıcı akıntılar vardır. İlk aşamada kullanılır.

Baryta Carb, soğuğa maruz kaldığında tekrarlayan akut bademcik iltihabı için düşünülür. Bezler şiştir, herhangi bir maruziyetten atak geçiren hafif vakalardır. Ağrı sızlama ve batma gibidir. Sadece sıvıların yutulabildiği görülür. Şişmiş damarlarla birlikte iltihaplı bademcikler vardır. Bademciklerinde kronik genişleme olan çocuklar için faydalı bir remedydir. Gelişme geriliği olan, utangaç çocuklarda eğer bademcik iltihabına eğilim gözleniyorsa bu remedy akla gelebilir. Sağ taraftaki hassasiyetler için daha etkili olabilir.

Belladonna, şiddetli ve ani gelişen, yanma ile ısınıneşlik ettiği bademcik iltihabında kullanılır. Kızarıklık ve şişlik vardır, boyun şişmiş ve dışarıdan serttir. Ülserler hızla oluşur ve sağ taraf daha kötüdür. Yutkunma zordur ve sıvıları yutmak daha da zordur. Yüz ısınır, iki yanak, kulaklar veya yüzün tamamı kızarır. Ağız ve boğaz kurudur ancak su içme isteği pek yoktur. Yüksek dereceli ateş mevcut olabilir. Eller ve ayaklar serin olabilir. Hastada ‘çilek’ dil vardır, bedenin sağ tarafı daha hassastır.

Hepar Sulphur, irinli bademciklerde kullanılır.
Yoğun ağrı ve hassasiyet vardır. En ufak bir soğuk hava veya su, ağrıyı daha da kötüleştirir. Hasta çok üşür, huzursuzdur, sürekli örtünmek ister. Dokunmaya karşı son derece hassastır. Yutkunduğunda boğazda kıymık varmış gibi zonklayıcı bir ağrı görülür, ağrı kulaklara kadar uzanabilir. Enfeksiyonun ilerlemiş halinde kullanılır.

Mercurius Solubilis, hastada artan terleme ile birlikte bademcik iltihabı görülür. Bezler çok şiş ve koyu kırmızıdır. Bademcikler diğer kısımlardan daha koyu renktir. Sürekli yutkunma arzusu vardır. Hava veya ısı değişimi bademcikleri kötüleştirir. Ağrı geceleri artar, hasta geceleri daha kötüdür ve ağızda artan tükürük salgısı görülür. Nefes kötü kokuludur. Bademcik iltihabının daha ileri evrelerinde irin oluştuktan sonra kullanılır. Ülserler oluşabilir. Batma ağrıları ve şişlikten zor nefes alma vardır. Dilde diş izleri vardır, dil büyük ve sarkık olabilir. Nemli, soğuk ve yağmurlu hava iyi gelmez hastaya.

Sulphur, dikkatle seçilmiş ilaçlar, özellikle akut vakalarda, olumlu bir etki yaratmadığında semptomların uyması şartıyla kullanılabilir; boğazda yanma ve kuruluk, sürekli tekrar eden şikayetler, baskılanmış cilt hastalıklarından donra ortaya çıkan sıkıntılarda… Zayıf, kambur omuzlu kişiler için ayakta durmak en kötü pozisyondur. Çocuklar yıkamayı sevmez. Gece yatağın sıcağı ile hasta kötüleşir.

Pulsatilla, ağlamaya meyilli, nazik, nazlı, teselli, sarılma ve anne kucağı isteyen hastalardandır. Belirtiler sürekli değişir. Akıntıları yoğun, kalın, yumuşak ve sarımsı yeşildir. Krema kıvamındadır. Sıcak yiyecek ve içeceklere karşı isteksizlik vardır. Ağız kurudur ama su içmez. Açık hava iyi gelir, hava açlığı vardır.

Amygdala Persica, ben kullanmadım ama araştırmalarımda gördüm ve bu nedenle buraya eklemek istedim. Boğazın arkasındaki kemerli açıklıkta koyu renkli akıntılar vardır. Keskin, dayanılmaz ağrılar ve yutma güçlüğü görülür.

Apis, şis bademcikler pembemsi veya kırmızı görünümdedir. Boğazın içi ve dışı şişkindir. Dokunulmaktan hoşlanmaz. Su içmek istemez. Soğuk uygulama iyi gelir.

Bromium, kılcal damar ağı ile kaplı kırmızı ve şişkin bademcikler vardır.

Calc Phos, bademciklerin kronik büyümesinde düşünülebilir. İltihaplı ve ağrısı kulağa vuran soluk renkte bademciklerdir. Adenoid büyümesinde kullanılır. Yapısal tedavide yeri vardır. Kronik durumlarda homeopatınıza mutlaka danışmalısınız.

Calc Iodata, başka bir yapısal tedavi gerektiren durum daha, Baryta’ya benzer ve bademciklerin kronik büyümesinden bahsedebiliriz. Sert, kırmızı ve yumruludurlar.

Capsicum, yanma ve sızlama hissinin olduğu, sıcak uygulama ve ısı ile iyileşmeyen, boğazda daralmanın görüldüğü yoğun ağrılı ve iltihaplı, koyu kırmızı, şişmiş bademciklerin tedavisinde kullanılabilir.

Echinacea, yani ekinezya, bademcikler ekinezya çiçekleri gibi mor veya siyaha yakındır, burun deliklerine ve hava yollarına uzanan gri renkli yangı sıvısı- eksüdasyon – görülür.

Ferrum Phos, kronik bademcik iltihaplanmasında kullanılır. Pürüzsüz bir şişlik vardır. Sağ taraf daha hassastır. Kişi gergin, hassas, anemik ve kolayca kızarır. Akşam üzeri 4 – 6 saatlerinde daha kötüdür. Hasta dokunma, sarsma, hareket iyi gelmez, sakinlik ister. Soğuk uygulamalar daha iyi gelir.

Gelsemium, kırmızı, iltihaplı boğazın ağrısı kulağa doğru çizgi çeker, hastalık hızlı ilerler ve kişi yattığı yerden kalkamaz. Göz kapakları ağırlaşır, devamlı bir halsizlik ve yorgunluk görülür.

Lac Canium, ağrı soldan başlar, kısa zamanda sola geçer. Dışarıdan dokunmaya duyarlı olan hasta için yutkunmak neredeyse imkansızdır. Ağrı kulaklara kadar uzanır. Boğaz ağrısı ve öksürük adet kanaması ile başlayıp bitebilir. Muhtemelen başka bir çare boğaz semptomlarında bundan daha değerli bir belirti sunmaz.

Lachesis, yılan remedylerinden biridir. Bademcikler koyu veya morumsudur.. Farenjit görülebilir. Büyük şişlik ve aşırı derecede ağrı vardır. Ağrı sol bademcik sağa gitme eğilimindedir. Benzer durum Sabadilla remedysinde de görülür. Yutkunmaya çalışırken ağrı kulağa vurur. Sıcak içecekler kötüleştirir. Boğazda daralma hissi vardır, bir şey içerde şişmiş gibi… Dış boğaz dokunmaya karşı son derece hassastır. Bademcik iltihabı sonrası şiddetli romatizmal ağrı görülebilir.

Lycopodium, küçük ülserlerle kaplı bademciklerin kronik büyümesinde kullanılır. Sağ taraf veya sağdan sola etkilenme görülür. Çocuklar zayıftır, bir deri bir kemiktir ama kafa vücuda göre büyüktür. Sıcak içecekler iyi gelir.

Mercurius Iodatus Flavus, hastanın sağ tarafı tutulmuştur. Büyük ölçüde şişmiş bezler ve dilde kalın sarı paslanma vardır. Sürekli yutkunma eğilimi soğuk içecekler ile iyileşir.

Nat Mur, yine yapısal, yani kronik tedavide kullanılan değerli remedylerden biri.. Hastalık sırasında çok zayıflar. Tuz arzusu vardır. Ekmek yemek istemez. Hasta teselli edilmekten hiç hoşlanmaz. Kimsenin yanında hasta görünmek istemez. Güneşin sıcağında daha kötü, açık havada, deniz kıyısında daha iyidir. Soğuk duş almak iyi gelebilir.

Nitric Asid, hasta kolayca soğuktan etkilenir. Boğazda kıymık hissi, dokunmadan kötüleşir. Beslenmede tuzu ve yağı sever. Depresif ve endişelidir. Arabaya binmek ve sallanmak iyi gelir. Akşam, gece ve soğuktan kötüleşme görülür.

Nux Vomica, hasta sinirli ve dış etkenlere karşı aşırı duyarlıdır. Ses, ışık ve koku hassasiyeti görülür. Semptomlar geceleri kuru, gündüz akıcıdır. Sıcak odada kötüleşir. Hasta soğuk havadan kaçınır çünkü kolayca hastalanır. Sık ve düzensiz dışkılama görülür. Kabızlık eşlik edebilir. Kasık fıtığı görülebilir. Karın ağrısı eşlik edebilir. Hasta sabahları, soğuk, nemli ve ıslak havada daha kötüleşir.

Phytolacca, bademcikler üzerinde beyazımsı lekeler vardır. Yutkunma sırasında dil kökünden kulaklara kadar uzanan ağrı görülür. Bezler koyu mavidir, bademcikler büyük ve mavidir. Yoğun kuruluk, ağrı ve yanma vardır.

Thuja, ağızda çok miktarda inatçı mukus birikmesi görülür. Boğazda tıkaç varmış gibi bir his vardır. Kuru veya yutkunma ile daralma hissi görülür. Uykuda açıkta kalan kısımlarda veya kafa hariç her yerde terleme olur, uyandığında terleme durur. Geceleri bol ekşi kokulu terleme olur. Hasta, geceleri ve soğuk nemli havada daha kötüleşir. En kötü saatler sabah 3 ve akşam 3 saatleridir. Bu remedy daha çok yapısal tedavide kullanılan remedylerden biridir.

El Ayak Ağız Hastalığı’nın Bir İlacı Var Mıdır?

Başımıza gelince cevabını panikle aradığımız bir soru.. Hem de son dönemde anne gruplarında çok karşılaştığım bir soru..

Öncelikle nedir “el, ayak, ağız hastalığı” bir bakalım. Küçük çocuklarda sık görülen, bulaşıcı bir hastalıktır. Ateş, bademcikte kızarıklık, ağız içinde aft ve ciltte döküntü şeklinde kendini belli eder. Enterovirüs ailesinden coxsackie virüsünün yol açtığı bu hastalığın seyri her çocukta değişiklik gösterse de bir hafta içinde kaybolan, çoğunlukla suçiçeğine benzer içi sıvı dolu kabarcıklara rastlamak mümkün. El-ayak-ağız hastalığında korunmanın en etkili yöntemi hijyendir.

Homeopatik açıdan neler yapılabilir bir de ona bakalım, belki anne – babaları ve çocukları biraz rahatlatacak çözümler sunabiliriz.

Antimonium Tart bu durum için oldukça etkili bir ilaçtır. Hasta etrafındakilere yapışır ve taşınmak ister ama dokunulmak ya da bakılmak istemez. Dili kurumasına rağmen su içmez. Ateşin yoğun, soğuk, rutubetli veya yapışkan, kuru, çatlamış anlarını düşünün.. Dilin ortasında beyazımsı renk değişikliği olabilir. Dil ucu ve kenarları temiz, nemli ve kırmızı. Pamukçuk. Elma veya elma suyu için özlem vardır.

Apis döküntü pembe, kabarık ve çok kaşıntılı ve acı verici olduğunda reçete edilebilir. Arı sokmuş görüntüsü olabilir. Göz kapakları şişebilir. Çocuk sıcaklıktan ve dokunulmaktan daha kötü hisseder ve sinirlenir. Susuzluk yoktur, içmez. Ciltte sıcaklık hissedilir.

Belladonna, El, ayak ve ağız hastalığında boğaz ağrısı şikayetini yönetmek için birinci sınıf bir ilaçtır. Belladonna ihtiyacı olan durumlarda boğazda ağrı ve sızı olur. Boğaz kırmızı, iltihaplıdır. Boğazda sıcak bir hisle birlikte kuruluk ortaya çıkar. Yutma, sıvıları bile oldukça acı vericidir. Boğazda yumru hissi hissedilir. Vücutta belirgin ısı ile ateş, yukarıdaki semptomlarla ortaya çıkar.

Boraks, ağızdaki yaraları tedavi etmek için öne çıkan bir sonraki ilaçtır. Boraks gerektiren durumlarda yaralar ağrılı ve hassastır. Yaraların kanama eğilimi olabilir. Kanama, yemek yerken veya dokunmadan kaynaklanan yaralardan kaynaklanabilir. Ağızdaki mukus zarı aşırı derecede kızarır ve ağızda bir sıcaklık hissi olabilir. Ağızda kuruluk da hissedilir.

Garphites cilt kuruluğu ile cilt döküntülerini tedavi etmek için etkili bir ilaçtır. Etkilenen cilt çok pürüzlüdür ve çatlayabilir. Cilt ham ve ağrılıdır. Şeffaf ve yapışkan, bal benzeri akıntıların sızdığı ciltteki kabarcıkları tedavi etmek için önemli bir ilaçtır.

Hepar Sulphur, Boğaz ağrısı kulağa ulaştığında, boğaz ağrısı olan el, ayak, ağız hastalığı vakalarında önemli bir ilaçtır. Boğazda ağrı, yutkunma veya öksürme sırasında ortaya çıkar. Boğaz, genişlemiş kırmızımsı foliküllerle doludur ve yine boğazda bir mukus tıkacı hissedilir. Titreme ile ateş, yukarıdaki semptomlara eşlik eder.

Merc Sol, ağızda yaraların ve kabarcıkların göründüğü vakaları yönetmek için oldukça faydalı bir ilaçtır. Dilde, diş etlerinde ve yanağın içinde yaralar oluşabilir. Yaraların kenarları kırmızıdır. Ağız iltihaplıdır. Ağız ve dil, artan tükürük ile nemli kalır. Ağızda rahatsız edici, kötü bir koku olabilir. Merc Sol, yukarıdakilere ek olarak boğaz ağrısını tedavi etmek için de kullanılır.

Natrum Mur, el – ayak ve ağız hastalığı vakalarında cilt kabarcıklarının tedavisi için oldukça kullanılır. Kabarcıklar sulu sıvı içerir. Sıvı temizdir. Deride batma, batma hissi görülebilir.

Belirgin yanma hissi ile birlikte boğaz ağrısı, Phytolacca kullanımının önemli bir göstergesidir. Boğaz iltihaplanır ve koyu kırmızı ve mavimsi kırmızı görünür. Boğaz sert ve kurudur. Boğaz ağrısı özellikle yemek yerken kulağa yayılabilir.

Rhus Tox, kaşıntılı kabarcıkların eşlik ettiği el, ayak ve ağız hastalığında iyi sonuç verir. Kabarcıklar su gibi şeffaf, sarı sıvı veya süt gibi beyazımsı bir sıvı ile doludur. Kabarcıkları çevreleyen cilt belirgin şekilde kırmızıdır. Kabarcıklardaki kaşıntı, Rhus Tox’un gerekli olduğu çoğu durumda gece yarısından sonra daha da kötüleşir. Kabarcıklar da dokundukça acır ve ağrır.

Sulphur hastalıktaki deri döküntülerini tedavi etmek için yararlı bir ilaçtır. Döküntü kaşıntılı olabilir. Kaşıntı, akşam ve gece saatlerinde ve özellikle yatak sıcağında daha da kötüleşme eğilimindedir. Kaşıntılı deri döküntüsü kanamaya neden olabilir. Sürtünme ile deri döküntülerinde yanma görülür ve deride ağrı olabilir. Bazı durumlarda, deri döküntüsü ile birlikte kabarcıklar ortaya çıkabilir.

Dip not: Homeopatınıza danışarak ilerlemek hastalığın olası rahatsız edici tüm semptomlarını giderecektir. 

Hasta Olmayı Beklemeden…

Hayatına homeopatiyi özellikle de yapısal tedavi, kök temizlik, miyazmatik tedavi vb. – adına ne dersek diyelim – sokan veya sokmayı planlayan herkes bu tedavinin sabır gerektirdiğini en başından anlamalı ve kabul ederek başlamalı. Ve hasta olmayı beklemeden…

Bu bir arkası yarın gibi, kendi deneyiminizi yaşıyorsunuz, herkesin yaşadığı kendine. Mucize hapı alıp iki ayda dönüşmüyoruz ama kendimizdeki değişimi gördükçe şaşırıyoruz. Tedavim sırasında ortaya çıkan egzamayı da ayrıca yazacağım. Tam 6 ay benimleydi ve bir gün ortadan kayboldu.

Bir kişi düşünün bir sürü fikri var, projeler zihninde uçuşuyor ama bir türlü gerçekleştiremiyor, ah aslında neler başarır da işte her işi erteliyor ve bütün bunlar için hep başkalarını suçluyor, mutlaka birileri veya bir şeyler onu engelliyor… Homeopatik tedaviye başlayan bu aynı kişi bir süre sonra tek engelin kendisi olduğunu fark eder ve işler yavaş yavaş yoluna girer.

Kişinin tedaviye nasıl yanıt verdiği elbette onun yapısına, geçmişine, aile geçmişine, atalarından getirdiği genetik çeyizine, maruz kaldığı baskılamalara, hassasiyetlerine ve homeopatının ustalığına bağlıdır, çünkü aslında bu bir iyileştirme sanatıdır.

Homeopati ile tanıştığımda kendimde ve diğer arkadaşlarımda gözlemleme fırsatı yakaladığım ve beni en çok şaşırtan şey, tedavinin bazı insanlarda çok başarılı, bazılarında ise gerçekten meşakkatli olması durumuydu. O zaman bunun nedenini çok kavrayamasam da sonradan Sağlık Seviyeleri ile tanıştım.

Sağlık Seviyeleri, belirli tanımlanmış kriterlere göre bir insan organizmasının ne kadar sağlıklı olduğunu değerlendirmenin bir yoludur. Bu teori, Prof. George Vithoulkas tarafından son 30 yılda geliştirilmiştir ve 150.000’den fazla tıbbi konsültasyon ve 57 yıllık deneyimin sonucudur. 2011’de Vithoulkas, teoriyi daha da ayrıntılı olarak açıklayan kitabı yayınlamıştır.

Buna göre, hepimiz belirli bir sağlık düzeyinde doğuyoruz. Kitapta A, B, C ve D olmak üzere 4 gruba ayrılmış 12 seviye tanımlanmış. Sağlık seviyesi aşağıya doğru ilerledikçe savunma mekanizmasının gücü giderek zayıflıyor, bağışıklık sistemi daha fazla tehlikeye giriyor ve ciddi patoloji geliştirme eğilimi artıyor. Öte yandan şunu unutmamalıyız diyor yazar, akut veya kronik olsun hemen hemen her patoloji aniden gelişebilir, organizma üzerindeki stres miktarı organizmanın travma ile başa çıkma yeteneğini aşarsa en yüksek sağlık seviyesinde dahi patoloji görülebilir.

Sağlık seviyemiz ile ilgili en değerli bilgilerden biri, akut hastalıklar sırasında yaşanan yüksek ateştir, ve aslında bu bir sağlık göstergesidir, fakat insan yaşamı boyunca farklı streslere maruz kaldığından zamanla akut hastalıklar sırasında yüksek ateş geliştirmeyi bırakır ve kronik hastalığı deneyimlemeye başlar.

Sağlık seviyemiz düştükçe, akut hastalıklar, öksürükler, soğuk algınlığı devam eder, ancak organizma, akut hastalığı azaltır ve virüsü veya bakterileri öldürecek olan ateşi yükseltemeyecek kadar zayıf düşer. Mutlaka etrafınızda vardır, uzun zamandır hasta olmuyorum der ama aslında düzenli kullandığı ilaçlar vardır. Kişiler akut hastalık geçirmeme durumunu şöyle algılar; ateşlenmedikleri için sağlıklı olduklarını düşünürler, ancak zamanla ameliyat veya uzun süre farmasötik ilaç kullanımı gerektirecek bir sorunla karşılaştıklarını görürüz. Kitap bu ve benzeri ipuçları ile dolu.

Ek olarak kalıtım ve bunun kaderimiz olma konusuna dair çok sayıda örnek de bulabilirsiniz. Bunlardan biri de Hindistan asıllı düşünür, konuşmacı ve yazar Jiddu Krishnamurti’ye ait, ebeveynleri ve erkek kardeşi 50 yaşından önce vefat etmiş, ancak kendisi uzun yıllar homeopatik tedavi almış ve 90’lı yaşları görmüştür.

Kitapta bulabileceğiniz diğer konulara da değinmek istiyorum; homeopatinin pratiği, hastalık semptomları, semptomların faydaları, semptom baskılama ne demek, sağlık seviyeleri tanımları, genetik yatkınlık, homeopatik tedavide antidot etkisi oluşturacak durumlar, homeopatik tedavinin önündeki engeller…

Elbette en detaylı anlatım yine bu konuda, sağlık seviyeleri ve bu seviyeler arası geçişler nasıl oluyor… Seviyelerin hepsine değinmeyeceğim kısa da olsa fikir vermesini istiyorum sadece, emeğe saygısızlık etmek istemem, tüm detaylar kitapta zaten var. 50 yılın birikimi..

Seviye 1, en yüksek sağlık seviyesidir, rahatsızlıklar hasta ağırlaşmadan kolayca tedavi edilebilir, nadiren iltihaplanma görülür. Kırsal alanda, temiz havada yaşarlar.

Seviye 2, enfeksiyonların arttığını görürüz ancak iyileşme yine de hızlıdır.

Seviye 3, yüksek ateşli enfeksiyonlar görülür, bakteriyel enfeksiyonlar, otitler, gripler vb. homeopatik remedy’ler ile kolayca tedavi edilir. Alevlenme ilk saatler ve günlerde görülür hemen ardından iyileşme gelir.

Seviye 4, tipik olarak yılda ortalama 3 kez akut hastalığa yakalanırlar, bir defa şiddetli olacak şekilde yaşanan enfeksiyonlar; şiddetli soğuk algınlığı, grip, sinüzit, bronşit, semptomlara göre 1 veya 4 remedy ile yönetilebilir.

Seviye 5, antibiyotiklere dirençli semptomlar, kronik sinüzit, zor solunum, astım, belirli bir sırayla verilen birden fazla ilaçla yönetilebilir durumlar. Rahatsızlıklar bir veya iki hafta sürer, nüksetme görülebilir.

Seviye 6, kişi neredeyse her ay hastadır. Sık görülen enfeksiyonlar, hastanede ilaçlarla düşürülen yüksek ateş sonrası organizma sürekli yapılan müdahale nedeni ile kronik hastalıklara giriş yapar, başka bir hastalık geliştirip geliştirmeyeceği kalıtsal yatkınlığa bağlıdır, sık sık akut hastalık görülür ancak durum antibiyotiklerle yönetilemez.

Seviye 7, kronik durumlar ağırlıktadır, çok nadiren düşük ateşle birlikte hafif akutlar görülür. Bağışıklık sistemi zayıftır. Organizma yüksek ateş geliştiremez.

Seviye 8, bağışıklık sistemi oldukça zayıftır, tedavisi zor kronik hastalıklar bu grupta görülebilir. Kolay kolay akut hastalık geliştiremezler, nadiren düşük ateş ile seyir eder; otoimmün hastalıklar, depresyon, anksiyete, panik atak görülebilir.

Seviye 8, 9, akut hastalık hemen hemen hiç görülmez.

Seviye 10, en şiddetli kronik hastalıklar bu gruptadır. Örneğin, şizofreni…

Seviye 11, akut hastalık hiç yoktur, hasta evde tedavi edilemez.

Seviye 12, en kötü sağlık seviyesidir.

Bu yazıyı okurken yüzünüz düşebilir, ben de ailesinde kronik hastalıklar olan biri olarak bunları okurken dürüst olmak gerekirse kendimi çok iyi hissetmedim ancak başlamam gereken nokta neyse oradan başlamak için adım attım. Ölümsüz olmak değil niyetim, sadece anneannelerimiz dedelerimiz gibi toprağa bağlı, az tüketen, yaşadıkça üreten, kimseye muhtaç olmayan, dayatmasız bir yaşam amacındayım.

Kendi sağlık seviyemden bahsedecek olursam, iyileşiyorum. Yol uzun, ben sabırlıyım. Kusursuzluk yok, onu ararsak mutsuz oluruz, bir elmanın en iyi elma olmasını seviyorum ve onu çarkıfelek meyvası yapmak için çabalamıyorum.

Çok yakın bir dostum var. Eskiden ayakkabılarımı sayar sizin evde balerin mi yaşıyor diye benimle dalga geçerdi. Bu yazıyı okuyorsa ona sevgilerimi gönderiyorum. Nereden nereye.. :)) Tüketmeden alma, ihtiyaç olmadan sahip olma hali de sağlık seviyemizin ne denli düşük olduğunun göstergelerinden biri ve günümüzde bunu yapmayan az insan kaldı. BAĞIMLILIK. Bu da başka bir yazının konusu ve yine çok can sıkacak.

Kaynak: 

Sağlık Seviyeleri, Prof. George Vithoulkas

Korkulu Rüyamız Olmasın..

Uzun süre öksürük sesi duymaya tahammül edemedim. Öksürük sesi benim için çaresiz hissetmekti, belki de yetersiz.. Oysa öksürük, akciğerleri mekanik, kimyasal ve termal etkenlere karşı koruyan refleks bir olaydır. Elbette çaresi olmayan dertler var ve bu onlardan biri değil, çok şükür.

Ben hep şunu sordum, yazın her şey çok güzelken okullar açılır açılmaz ne oluyor bu çocuklara? Homeopati ile tanıştıktan sonra kendini sürekli tekrar eden bu kısır döngünün esiri olmak zorunda olmadığımı anladım. Artık öksürük sesi duyunca tüylerim diken diken olmuyor, sadece en iyi çalışacak remedy’i bulmaya çalışıyorum.

Bir kısmını, en çok kullandıklarımı paylaşmak, size biraz olsun fikir vermek ve herkesin birbirinden farklı oldugunu tekrar göstermek istedim.

Genelde bizim evde sesini duyduğumuz öksürük tipi Aconit ile iyileşen türden, Aconite Napellus çocuğunuzun okul bahçesinde montsuz veya rüzgarlıksız oyun oynadığı bir günün akşamında başlayan ani öksürük krizleri içindir. Sürekli, kısa, kuru bir öksürük peşinizi bırakmaz. Krup sırasında görülen ve soğukla iyileşen nefes darlığı ve ajitasyonun eşlik ettiği gece öksürüklerinin erken evreleri için de birebirdir. Bu noktada çok seri ve hızlı bir şekilde remedy hasta ile buluşursa semptomlar ilerlemez.

Ailemdeki kişilerin karantinaya girip malum hastalığı yaşadığı sırada babama verdiğimiz remedy’lerden biridir Antimonium Tartaricum. Hasta nefes alabilmek için oturur, tıkırdayan, boğulan, göğüsten gelen bir öksürük vardır. Hasta mukusta boğuluyormuş gibi ses çıkarır ve terlemenin de eşlik ettiği boğucu öksürük nöbetleri vardır. Yüzü solgundur, hasta balgamı atamayacak kadar halsiz ve güçsüzdür.

Soğuk algınlığı ve nezle yazısında da geçen Arsenicum Album geniş etkisi olan – polikrest, pek çok hastalık durumuna, pek çok seviyede etki eden – remedy’lerden biridir. Hırıltılı, köpüklü, balgamlı ve astımlı öksürük görülür. Nefes almayı zorlaştıran, daralmış hava yollarıyla birlikte yanan balgam vardır. Hasta çok üşür. Huzursuz, endişeli ve belirgin bir bitkinlik ile birlikte terleme görülür. Özellikle gece kendini daha kötü hisseder ve soğuğa karşı hassastır.

Ani başlayan ve geceleri kötüleşen kısa, kuru, gıdıklayan bir öksürük yanında hızlı gelişen semptomlar, kırmızı bir yüz, sis bez ve kırmızı iltihaplı bir boğaz varsa Belladonna es geçmemeliyiz. Öksürük boğazı biraz ıslatır ancak tekrar kurur ve ani şiddetli öksürük spazmlarına neden olur. Boğazda gıdıklanma, yanma veya kazınmışlık hissi vardır.

Hastanın öksürüğün neden olduğu ağrıları hafifletmek için göğsünü kavradığı, tuttuğu veya bastırdığı zamanlar için de Bryonia vazgeçilmezdir. Göğüste ağrılı, sert, kuru öksürük Bryonia semptomlarındandır. Sert baskı ve hareketsiz kalma iyi gelir. Tüm semptomlara kuruluk eşlik eder ve herhangi bir harekette (yemek veya içmek dahil) hasta kötüleşir. Sıcak bir ortama girmek öksürüğü tetikleyebilir. Hasta derin bir nefes almak ve iç çekmek ister ama bu çok acı verir. Ağrıyan yerin üzerine bastırmak iyi gelir. Huzursuz, sinirlidir, susamış ve yalnız kalmak isteyen bir profil çizer. Öksürüğe soğuk kuru rüzgarlara maruz kalma neden olabilir ve semptomlar yavaş yavaş gelişir.

Gıdıklayan öksürük dediğimiz zaman aklımıza Cal Carb gelir; geceleri kuru ve sabahları kolay balgam çıkartan, gevşek bir öksürük sesi duyarız. Bu remedy tombul, kolay terleyen, aktivite sonrası öksürüğü şiddetlenen, ailesi tarafından çokça kollanan, helikopter ebeveynlerin çocuklarına çok uygundur. Öksürük yemek yeme, oyun oynama gibi çeşitli aktivitelerden sonra şiddetlenir.

Spazmlı öksürmenin kusmayla sonuçlanması akla Drosera’yı getirir. Göğsün derinliklerinden gelen öksürük, hastayı öksürürken karnını tutmaya zorlar. Nefes almakta güçlük çekecek kadar hızlı birbirini takip eden nöbetlerle boğucu bir öksürük vardır. Öksürük boğazda gıdıklanma ile tetiklenir ve hastayı uykudan uyandırır. Gece yarısından ve yatak ısındıktan sonra şiddetlenen yatmanın iyi gelmediği bir öksürük tipidir.

Bir önceki yazımda da yazdığım gibi ( Schussler No:3 ) Ferrum Phosphoricum bir solunum yolu enfeksiyonunun erken evresinde kullanılır. Ateş ve yüz kızarması ile başlar, ardından göğüs kafesi üzerinde ağrılı, kısa, gıdıklayan bir öksürük görülür ve çocuk öksürüklerinde çok yaygın bir remedy’dir. Krupta da düşünülür semptomlar uyuyorsa. Ek olarak burada hafif kanlı balgam ve burun kanaması da olabilir.

Hepar Sulphuricum, yine bir üşüme, üşütme hikayesi… Öksürük, vücudun herhangi bir bölümünün soğuk havaya maruz kalmasıyla tetiklenir. Sıcaktan iyileşir. Bu senoryonun olduğu çocuklarda önemli bir krup ilacıdır. Hasta sinirli, üşüyen ve sıcaktan iyileşen yapıdadır.

Sigara kokusunun iyi gelmediği, kayıp ve üzüntünün ertesinde meydana gelen öksürük semptomlarında Ignatia Amara düşünülebilir. Kuru, hırıltılı, spazmodik öksürük vardır, burada hasta ne kadar çok öksürürse tahriş o kadar artar Drosera’da olduğu gibi. Tam nefes alamazlar ve sık sık iç çekerler, teselliden hoşlanmazlar.

Ipecacuahna diğer boğucu öksürük remedy’lerinden biridir. Boğulma ve tıkanma vardır. Ant Tart ve Drosera ile karşılaştırın. Her nefeste sürekli ve şiddetli öksürük vardır, Boğucu öksürük ile yüzde morarma olabilir. Çok az balgam çıkarma ile çıngırak öksürük diye de tarif edebiliriz. Bulantı veya burun kanamasının eşlik ettiği öksürüklerdendir. Kronik durumda, periyodik, her yıl tekrarlayan hırıltılı öksürükler de diyebiliriz.

Kali Bichromicum kısa adıyla Kali Bic’te, yumurta akı kıvamında, beyaz yapışkan veya ip gibi mukus ve akıntılı, havlayan, keskin bir öksürük ve ses kısıklığı görülür. Sinüsler tıkanmıştır.

Lycopodium’da nefes darlığı ve her girişte burun deliklerinin yelpaze gibi hareketi ile gıdıklayan bir öksürük vardır. Her öksürük nöbetine zonklayan bir baş ağrısı eşlik eder.

Nux Vomica ise soğuk algınlığının genellikle yerleştiği, göğüs ağrısıyla birlikte kuru, alaycı bir öksürükte kullanılır. Üstünün açık kalmasına karşı çok hassas olan hareketsiz, ateşli bir hastadır. Baş ağrısına ve göbek çevresinde morluk hissine neden olan öğürme ile spazmodik bir öksürük vardır. Hasta aşırı hassastır, sinirlidir ve soğuk, kuru, rüzgarlı havalarda daha kötüdür.

Boğazın derinliklerinde tahrişe neden olan, yorucu ve şiddetli, kuru ve gıdıklayıcı bir öksürük varsa Phosphor düşünülebilir. Öksürük, gülmek, konuşmak veya ısı değişikliği ile tetiklenebilir, örneğin dışarı çıkmak veya içeri girmek. Başta patlayan, göğüste sıkı bir ağrı vardır ve ağrı karına yayılabilir. Hasta öksürürken başını, göğsünü veya karnını tutabilir. Sol taraflarına yatamazlar ve genellikle endişelidirler, güvence ararlar ve üşürler, ancak soğuk içecekler isterler.

Pulsatilla ise gelip giden, öğürücü, boğucu bir öksürüktür. Geceleri kuru, sabahları gevşek, gece ve yatarken hastanın oturmasına veya ekstra yastık kullanmasına neden olur. Göğüs ağrıyor, sol tarafına yatamıyor ve öksürükle birlikte idrar kaçırma olabilir. Öksürüğü sıcak oda tetikler. Bu hastanın güvene veya ilgiye ihtiyacı vardır, çocuk ise ağlamaklı ve yapışkan olacaktır. Temiz hava yardımcı olur, kapalı bir oda ise semptomları şiddetlendirir.

Rhus Toxicodendron, hasta yağışlı havadan veya saçının ıslak kalmasından hastalanmış olabilir. Göğüste gıdıklamadan kaynaklanan bir öksürük vardır. Kan görülmese de kanlı bir tadı olan kuru, gece öksürüğüdür. Hasta istirahatte ve soğuk, yağışlı havalarda daha kötü olduğu için hareket etmelidir, yatamaz. Huzursuzdur.

Gıdıklayan, kuru, havlayan öksürük için en güzel remedy’lerden biri Rumex‘dir. Boğazda sürekli bir gıdıklama ile boğaz çukurunda kuru, keskin bir öksürük var. Genellikle bol mukus üretimi vardır ve öksürükle dışarı atmak ister hasta. Semptomların uyması durumunda boğmacada kullanılabilecek bir remedy’dir.

Sepia’da yataktan kalkarken daha da kötüleşen, öğürme ve öğürme ile birlikte kalın, sarı balgamlı şiddetli bir öksürük görülür. Balgam sadece gece veya sadece sabah olur ve hasta yorgun ve etrafına karşı ilgisizdir.

Spongia Tosta deniz süngerinden yapılan bir remedy’dir. Özellikle soğuk havalardan sonra ortaya çıkan ve gece yatarken daha da kötüleşen krup öksürüğüne iyi gelir.

Sulphur remedy’lerin kralı diye geçer, etki alanı en geniş remedylerden biridir. Geceleri kanın başa ve göğse hücum etmesiyle daha da kötüleşen bu boğucu öksürüğe güçlü bir temiz hava isteği eşlik eder. Dudaklar ve göz kapaklarında yanma hissi vardır. Hasta banyodan sonra kendini daha kötü hisseder, sıcak yatak iyi gelmez, şikayetleri arttırır ve hastanın yatağın ucundan dışarı çıkmış yanan ayakları vardır.

Bitkilerde Placebo.. Pardon Homeopati..

Ben bir homeopatım, bahçıvan değilim diyen Christiane Maute, Bitkilerde Homeopati adlı kitabı yazalı 9 sene olmuş ve şu an 4. veya 5. baskıyı yapmışlar. Hala placebo olduğunu düşünenler olabilir elbette, bitkilerde placebo… Neyse placebo konusuna girmeyeceğim, saygıdeğer Prof. Vithoulkas bu konuda yeterince çalışma yapmış, dileyen, öğrenmek isteyen araştırıp okuyabilir. Ben bu konuda emek veren çok değerli kişilerin deneyimlerini size aktaracağım.

Maute’nin hobi olarak uğraştığı bahçıvanlık sırasında en büyük motivasyon kaynağı, homeopatik bitki tedavisinin kimyasal pestisit ihtiyacını açıkça azalttığını görmesiymiş.

Evet, bu yöntemle onları tamamen ortadan kaldırabilirsiniz, bu yöntemin sadece bir kısmının bile hayata geçmesi çevremizi korumaya yardımcı olur. Doğru remedy ile hava koşulları, zararlılar veya hastalıklar tarafından hırpalanmış bitkiler hızla eski haline geri dönebilir. Ülkemizde bunun en güzel örneğini Yalova’daki Gülderman Çiftliği’nde görebilirsiniz. Buranın yanında daha bir sürü Ziraat Mühendisi, Önder Bey’in eğitiminden geçerek ülkemizde bu güzel çalışmaların tohumlarını atıyor..

Maute’nin kitabına dek, bazı ufak tefek deneysel çalışmalar yapılmış, ancak çok ilerleme kaydedilmemiş. Bunlardan en bilineni asmalarına püskürtmek zorunda oldukları kimyasal miktarından bıkmış olan şarap yetiştiricilerinin çalışmalarıdır.

Güney Tyrol’deki bir bağ evi, asmalarını klasik homeopatik ilaçlar ve bitki bazlı bileşiklerden başka bir şeyle tedavi etmediğini ve bunun sonucunda en yüksek fiyatlara birinci sınıf şaraplar ürettiğini bildirdi.

SCHWARHOF ÇİFTLİĞİ, BOLZANO

Güney Tyrol ve Tuscany’deki bağlarında homeopatik tedavi kullanan Loacker Ailesi’nin iş girişimlerinde benimsediği “bütünsel” felsefenin sonucunu yukarıda görebilirsiniz. 1979’dan beri üzümlerin organik ekiminden sorumlu olan Rainer Loacker, öncü uygulamalar sayesinde zamanla toprağın sağlığının yeniden canlanmasını sağlarken, asmaların homeopatik ilaçlar yoluyla zorluklara karşı daha dirençli hale gelmesine yardımcı oldu.

Aşağıda insan ve diğer tüm canlılar için de kullanılabilen ilaçların bazıları ile ilgili bilgi bulabilirsiniz.

Arnica neden kullanılır? Antitravmatik bir ilaçtır. Bir asma yaprağı için de Arnica aynı anlama gelir çünkü dolunun asmalara ve üzümlere verdiği zararı onarmaya yarar.

Ne zaman Aconitum kullanırız? Ani gelişen korku ve şok durumlarında veya enflamasyon, ani gelişen ateş ve ayrıca kalp krizlerini önlemek için kullanılabilir. Bitkiler için de durum böyle aniden oluşan şok ve enfeksiyon durumlarında bitkiler deki sorunu çabucak çözebilirsiniz diyor Loacker Ailesi.

LOACKER, SOUTH TYROL

İnsanlar gibi bitkiler de kimyasallara maruz kaldıkça iyileşme yeteneklerini kaybederler ve daha sık hastalanırlar.

Bu güzel deneyimi tatmak için ülkemizde bu yöntemi çiftliğinde uygulayan Agrohomeopat Önder Mergan’dan bilgi alabilirsiniz.

Homeopat Rita Kaya’nın bir ziyaret sonrası çiftliği anlatan yazısını da buradan okuyabilirsiniz. Onun da dediği gibi bu çalışmalar insanlığın yararına yapılan, hayatınızı kökten değiştirmek için homeopatiyi nasıl kullanabileceğinizin bir örneğidir. Sayfada tedavilerden örnekleri bulabilirsiniz, ayrıca yakında çok kapsamlı bir eğitim daha başlıyor.

Kaynak: 

Homeopathy for Plants, Christiane Maute

www.loackerremedia.it