Mevsimi Geldiyse…

Konuya detayları ile başlamadan evvel eklemek isterim, klasik homeopatiyi benimseyen bir homeopat olma yolunda ilerlerken hastalıklardan bahsetmek yerine hastalık yok hasta var diyerek hastalıkların kişiler üzerinde yarattığı semptomlardan ve evde neler yaptığımdan bahsedeceğim..

Homeopatiden önce ve sonra.. Var olan problemler nedeni ile minimum dozda ilaç kullanmaya özen gösteriyor, çok gerekmedikçe elimiz gitmiyordu. Bugün ise seyahatler dahil yanımızdan ayırmadığım bir dizi kitimiz var; seyahat kiti, travma kiti, salon bitkileri ve organik tarım kiti ( agrohomeopati ) gibi… Zaman içinde daha fazla detay aktaracağım.

O zaman Anas Barbariae diğer adı Oscillococcinum ile başlamak istiyorum, çünkü homeopatiyi henüz bilmiyorken, ilk kez yurt dışında kullanmak zorunda kalıp onunla iyileşmiştim.

Anas Barbariae diğer adıyla Oscillococcinum kullanabilmek için şu semptomlar bütününe dikkat etmelisiniz; mevsimsel soğuk algınlığı ve solunum yolu hastalıklarında ortaya çıkan belirtiler aniden ve şiddetli bir şekilde gelir, yorgunluk ve halsizlik, burun akıntısı, şiş ve ağrılı bezler, yatağa düşüren vücut ağrıları, baş ağrısı, yüksek ateş ve göğüste öksürük görülebilir… Bu semptomlardan bazıları soğuk algınlığı ile karıştırılabilir ancak bahsi geçen şiddet daha çok ağır geçirilen griplerde görülür ve genellikle ayırt edilebilir. .

Hastalık yok hasta var dedik, çünkü bazı insanlar hastalandığında boğaz ağrısı ve şişmiş bezlere sahip olurken diğerinin sadece burnu akar veya aralıksız hapşırır. Çoğu insan bir hafta içinde kendini daha iyi hissetse de, genel halsizlik ve öksürük hissi 3 haftaya kadar sürebilir. Hem soğuk algınlığı hem de grip, her kişinin farklı semptomlar yaşayacağı farklı aşamalara sahiptir. Çıkan her yeni semptom ile birlikte alınan remedy yeniden gözden geçirilmeli ve semptomlar bütününe bakılmalıdır. İyileşme görülmeden remedy alımı bırakılmamalı, ancak semptomlar azaldıktan sonra kesilmelidir.

Soğuk algınlığı ve nezle semptomlarının ilk defa ortaya çıktığı dönem:

Bir şeylerin ters gittiğini anlarsınız, ya çok yorgun hissetmeye başlarsınız veya zonklayan bir baş ağrısı ile birlikte yalnız kalmak ister ya da sadece hapşırırsınız.

Kuru soğuk ve rüzgarlı havaya veya terleme sonrası cereyana maruz kaldıktan sonra aniden başlayan hastalıklarımızda hemen Aconite alıyorum, ancak şu semptomlara da dikkat ediyorum; ani başlayan yüksek ateş, çok huzursuz ve endişeli hal, geceleri kötüleşme, kızaran ve ardından rengi solan bir yüz. Hasta genelde soğuk su içmek ister. Homeopatide kişilerin sıvı alma isteği akut hastalıklarda ayırıcı konulardan biridir. Burada en önemli etken soğuk havaya maruz kalmak ve bu durumdan dolayı hastalanmaktır, Aconit ani gelişen şok ve korkular için de kullanılır, soğuk havadan ötürü vücudun şoka uğraması da bu durumdan sayılabilir.

Ferrum Phosphoricum, enfeksiyon hastalıklarının başlangıç aşamasında kullanılır. Başlangıçta bireysel bulgu vermeyen tüm enfeksiyon hastalıklarında akla gelmelidir. Akut enflamasyonların ağrılı durumlarında, bir yorgunluk hissi vardır, ancak henüz hastalık tanımlanamıyordur. Ateşli ancak sıcaklık yüksek değil, yüzü, kulakları koyu kırmızı ancak keyifle oyun oynayan bir çocuk düşünün, işte bu çocukta bu remedy çok güzel sonuç verir. Sakin kalmak ve yavaş hareket etmek iyi gelir çünkü vücudunda çürümüş gibi bir ağrı vardır. Bilekler ve eklemler ağrır ve kişi kavrama gücünü kaybetmiştir.

Gelelim herkesin korktuğu, kullanmaya çekindiği, hakkında ileri geri dedikodular yapılan Belladonna‘ ya, doğru zamanda doğru potens ile kullanıldığında mucizler yaratan Belladonna’da, semptomlar ani ve çok şiddetlidir, dokunduğunuz zaman hastanın çok sıcak olduğunu, yüzünün çok kırmızı göründüğünü ve ateşle birlikte sinirli bir yapının ortaya çıktığını görebilirsiniz. Ateş çok yüksektir, fakat hasta yanmasına rağmen elleri ve ayakları üşüyebilir. Hastanın camsı gözleri, çilek dili, kırmızı ve yanan bademcikleri ve büyümüş göz bebekleri olabilir. Ağrılar zonklayıcıdır. Bu hastalar öğleden sonra daha kötü hisseder. Doğru zamanda verilen Belladonna ile hastalığın ilerlemesini rahatlıkla durdurabilirsiniz.

İlk semptomların üzerinden 24 – 48 saatten fazla zaman geçtiyse, yukarıdaki çözümlerin yardımcı olması pek olası değildir. İlk 48 saatten sonra belirtiler devam ederse, yine semptomlar bütününe göre tahlil yaparak bakış açınızı değiştirebilirsiniz. ​


24 – 48 saat sonra:

Artık hasta olduğunuzu biliyorsunuz, mutsuz ve halsizsiniz.

Hapşırıyorsunuz, akan sulu gözlerle ne olduğunu anlamaya çalışırken burnunuzdan da sulu ve cildinizi yakan bir akıntı gelmeye başlıyor. Gözleriniz hassas ve karıncalanıyor, ışığa duyarlı. Bu durumunuza açık hava çok iyi geliyor, camı açıp temiz hava almak istiyorsunuz, sıcak oda size hiç iyi gelmiyor. Tıpkı kırmızı soğan keserken yaşadıklarınızı yaşıyorsunuz, çünkü çözümünüz Allium Cepa yani kırmızı – mor soğandır. Eğer nezlenizi nevraljik ağrılar eşliğinde aşırı salgılı geçiriyorsanız bu remedy ilk sıralarda olabilir.

Termometredeki cıva gibi çok hassas biçimde ısı değişimlerine duyarlı, değişken terlemelerin eşlik ettiği ve geceleri daha da kötüleşen bir soğuk algınlığı yaşıyorsanız, iltihaplı boğaz ve şişmiş bezler size rahatsızlık veriyorsa, kötü kokulu itihabi salgılarınız, ağızda tatlı ve metalik bir tat varsa ve nezlenize aftlar da eklendiyse, gece yatarken tükürüğünüzde artış olduysa Mercury Sol çareniz olabilir ve bu durumda sadece ortamın ısısına değil, etraftaki değişken durumlara karşı da hassas ve aşırı duyarlısınızdır.

Arsenicum Albüm bizim evimizde çok kullanılan remedy’lerden biridir. Kişi kendini çok huzursuz, endişeli ve hastalığından ötürü kaygılı hisseder. Yakan, ince ve sulu bir akıntı vardır. Burun tıkalıdır, hasta hapşırmadan ötürü rahatlar. Serinlemiş akşam saatlerinde üşümeyle birikte titreme hissettiniz, battaniyenizi üzerinize çekip oturdunuz, hasta olmaktan ötürü biraz da kaygılandınız ve yudum yudum ılık içeceğinizi içmeye başladınız, sıcak uygulamalarla daha iyi hissettiniz… Bu semptomların uyması durumunda Arsenic ile iyileşmeniz çok mümkün. Buna ihtiyaç duyan kişilerin başı sıcak fakat vücudu soğuktur, kuru veya hırıltılı bir öksürük ile biraz nefes darlığı hissi görülebilir. Üşümenize rağmen cam açmak isteyebilirsiniz.

Çocuğunuzun sarıdan yeşile dönen bir akıntısı varsa, çok fazla tıkanıklık yaşıyorsa ve bu tıkanıkık tek tarafta sabit değil bir öyle bir böyle ise ve kendini evin içinde, sıcak odada daha kötü, ancak temiz havada daha iyi hissediyorsa bedenin Pulsatilla Nigricans ile tanışma zamanı gelmiş demektir. Eğer semptomlar uyuyorsa soğuk algınlığı sonrası yaşanan koku kaybında da değerlendirilebilir. Pulsatilla’ya ihtiyacı olan kişi su içmek istemez, kendini mutsuz hisseder ve bu nedenle bir başkası tarafından rahatlatılmak, sevilmek, teselli edilmek ona çok iyi gelir. Tıpkı hastayken annesinin kucağında veya memesinde sakinleşen bebekler gibi.. Ayakların sıcak olması hasta kişiye iyi gelir. Pulsatilla bir bitkidir, yüksek ve açık tepelerde, rüzgara açık yerlerde yetişir. Buna ihtiyacı olan kişinin semptomlarının rüzgarlar gibi değişken ve kararsız olması tesadüf değildir.

Kolay cerahat oluyorsa ve kişi enfeksiyonlara açıksa Hepar Sulphur şu semptomların varlığında kullanılabilir; hasta çok ama çok üşür, üşümenin beraberinde titreme görülür. Yüzü solgundur. İltihabın dışa açıldığı dönem için uygundur. Bademcikler irinli, öksürük gece yarısından önce ve sabaha karşı daha kötüdür, havlar gibi derinden gelir. Hepar’ı kullanacak kişi soğuğa ve rüzgara karşı duyarlıdır; başını, kulaklarını örter, sıkıca giyinir. Yatakta yorganı başına kadar çeker. Bedenin açık kalıp üşüyen herhangi bir yerinden hastalanabilir. Kıymık batması hissiyle karakterize farenjit görülür. Hastayken ağrılarından çok şikâyet eder, sızlanır ve büyütür. Ağrıya ve dokunulmaya aşırı hassastır. Kolay sinirlenir. Huysuzdur. Sıcak şeyler içmek ister.

Nux Vomica yine bizim evin erkeklerinde çok iyi çalışan ikinci remedy’dir. Kuru ve rüzgarlı soğuk havadan çabuk etkilenen kişilerde burun tıkanmış gibi ama bir taraftan sulu akıyordur. Burun gündüz ve açık havada akma eğilimindedir, ancak geceleri tıkanır. Kişi soğuğa karşı çok hassas ve hatta sinirli olabilir. Tüm bu semptomların yanında hapşırma da vardır. Dinlenmek ve deliksiz bir uyku çekmek çok iyi gelir. Yutak ve damak hafifçe kızarıktır, boğazda gerginlik ve sertlik hissi vardır. Dilin arka kısmı yoğun, sarımtrak beyaz pas ile kaplıdır, ön yarısı ise temiz ve kırmızı kenarlıdır.

Son dokunuşlardan biri Kali Bichromicum. Burun kökündeki kalın, lifli, pütürlü akıntılar ve tıkanıklıklar içindir. Hastalığın yatıran dönemi geçmek üzeredir ama sert, tıkayan, yapışkan akıntılar burunu tamamen tıkar. Yemek yerken gırtlakta gıdıklanma ile birlikte öksürük görülebilir. Sona kalan ve gerçekten rahatsız eden öksürükler için çare olabilir.

Ağır geçen ve bizi yatağa düşüren gripler için ise, semptomlar uyuyorsa Gelsemium kulanıyorum. Hastalık yavaş yavaş gelişir, zayıf, yorgun ve tüm kaslarınızın ağrıdığını hissedersiniz. O kadar zayıf hissedersiniz ki titreyebilirsiniz. Uyuşukluk ve baş dönmesi eşlik eder, göz kapaklarınız ağırlaşır ve onları zorlukla açabilirsiniz. Üşürsünüz ve omurganızdan yukarı ve aşağıya bir titreme olur. Genel olarak kişi kendini çok ağır ve donuk hisseder.

Yatağa düşüren griplerin erken aşamasında etkili olan bir başka çözüm ise Eupatorium Perfoliatum‘dur, hasta tüm kemikleri kırılmışçasına bir ağrı hisseder. Genellikle çok susar ve içtikten sonra kusabilir. Öksürük ile birlikte başı ve göğsü ağrır, kişi öksürürken göğsünü tutma ihtiyacı hisseder.

Hastayken eklemlerin ağrımasına iyi gelen bir başka remedy ise Rhus Tox‘dur. Huzursuz, çok huzursuzsanız ve eklemlerin sertliği ile ağrıyan uzuvlarınız varsa, ağrıyı hafifletmek için sürekli hareket etmek istiyorsanız ve yatmak hiç iyi gelmiyorsa çözümünüz bu olabilir. Soğuk ve nemli hava, ıslanmak hiç iyi gelmez ve bundan ötürü hasta daha da kötüleşebilir. Sıcak uygulama ve uzuvları gererek kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. Ateşe kemik ve kas ağrısı eşlik eder ve hastada uçuk gelişebilir.

Ve çok çalışan ve hastalandığında işinden geri kalmaktan nefret eden iş insanlarına gelsin… Bryonia kullanan hastalar, yaptığı bir hareketle daha kötü hissettiğinden, kişi yalnız, sessiz ve hareketsiz olmak arzusundadır. Kişi çok sinirlidir, her zaman hareketsiz ve yalnız bırakılmak ister. Genellikle kendini çok susamış ve tüm mukoz zarlarını kupkuru hisseder ve çekiçle vuruluyormuş gibi patlayan veya bir baş ağrısı vardır. Öksürük kuru ve kesiktir ve kişi öksürdükten sonra göğüste acıma yaşayabilir, göğsünü bastırmak ve tutmak ister.

KIŞ DÖNEMİNDE HOMEOPATİK GRİP ÖNLEME PROTOKOLÜ VAR MIDIR?

Klasik homeopatiye göre, semptom ortaya çıkmadan remedy kullanımı tavsiye edilmiyor, ancak 1918 grip salgını sırasında alınan sonuçlar yüz güldürücü… Gribi önleyebilecek tek bir remedy veya protokol yoktur. Her homeopat, hastalarına verdikleriyle ilgili takibi ortaya çıkan semptomlara göre yapar.

Şahsen, biz ailece grip önleme ilacı almıyoruz. Hastalandığımız zaman duruma göre karar veriyoruz. Genel olarak, homeopatik tedavi yaşam gücünüzü dengeye sokacağı için bağışıklık sisteminiz de buna göre zamanla güçlenecektir.

Dip not: Yazıda bahsi geçen remedy'ler in potensleri özellikle paylaşılmamıştır, kendinizi yetkin hissedene dek deneyimli homeopatlardan akut ve acil durumlar için destek almalısınız. Ben de tedavime kronikleşen durumlarda deneyimli bir hekim homepat ile devam etmekteyim. 

Kaynaklar:
Homeopatik Materia Medica Çalışmaları, J. A. Lathoud
Homeopatik Remediler Kullanım Kılavuzu, Dr. Roger Morrison


Hazırım

İyileşmeye hazırdım sadece nereden başlamam gerektiğini bilmiyordum, ama cevap doğadaydı, biliyordum.

Uzun zamandır aromaterapi, bitkiler, şifalı bitkiler, enerji tıbbı ve homeopati üzerine okuyorum ve çalışıyorum, öyle ki, hastalandığımızda veya vücudumuzun bir desteğe ihtiyacı olduğunu düşündüğümde yüzümü doğaya dönme konusunda artık kendime güveniyorum ve bundan çekinmiyorum.

İlk farkına vardığım şey, aslında anneanne ve babaannelerimizden bize aktarılan ve hep orada bizimle olan içimizdeki şifacıydı… Rahmetli anneannem Preveza doğumluydu. Birlikte ot toplayıp kavurmaktan, kantaron yağı hazırlamaktan, zeytinin, zeytinyağının, ıtırın, kuşburnun, kızılcığın şifasından konuşur, onun bir çırpıda yaptığı katkısız reçelleri, güneşte pişirdiği marmelatları, zeytinyağlıları, bitki çaylarını nasıl hazırladığını izlerdim. En büyük mutluluğu başka bir bahçeden gizlice kopartıp çoğaltabildiği tıbbi bitki sürgünleriydi. O ruh benimleydi ama demek henüz hazır değildim.

Oğlum doğduğunda doktorundan homeopatik ilaçları ve temiz içerikli, cilt gıdası – skin food – ürünlerin önemini duymuş ve aklımın bir köşesine not etmiştim ama bunları hayatımıza uygulamalı olarak sokmam zaman aldı, çünkü nasıl fayda sağlayacağımı öğrenmem için öncelikle eğitim almalıydım.

Her şey 2019 yılında burada başladı…

Hom. Op. Dr. Emel Güler ile Akut Acil Homeopati Eğitimi, Ortaköy, 2019


Ne Öğrendim? Nedir Homeopati?

Homeopati, yüzlerce yıldır var olan doğal bir tıp sistemidir ve benzerin benzeri iyileştirme prensibine dayanır. Yani, doğal haliyle kullandığımız zaman mevcut semptomlarımızın aynısına neden olacak bir madde veya bilgi içeren remedy ile vücudumuzun o semptomlar bütününe karşı savaşmasıdır. Remedyler hazırlanırken şifalı otlar, zehirli bitkiler, mineraller, hayvan dokuları ve daha bir sürü içerik kullanılabilir, ancak homeopatik remedy’ler çok defa seyreltildiği için orijinal maddeye neredeyse rastlanmaz.

Hom. Rita Kaya’nın bir yazısında referans verdiği Dr. Martin Lang, homeopatinin, vücudun kendi kuvvetlerini harekete geçiren ve bunları düzenleyen bir etkisi olduğunu söylemiş ve eklemiş, homeopatik tedavi, aşırı derecede seyreltilmiş aktif bileşenler içeren granüller veya damlalar şeklinde gerçekleşir ve enerji yoluyla çalışır. İlgili ilacın enerji bilgilerinin, onu alan kişiye ulaşması önemlidir. Bu prensibi onun başka bir örneği ile biraz daha açacak olursak; radyoda sayısız program var. Ancak duymak istediğim yayını alabilmek için belirli bir frekansı ayarlamam gerekiyor. Yani ilaç ile tedavi edilecek kişi arasındaki koordinasyon, radyodaki verici ve alıcı arasındaki koordinasyon kadar iyi olmalıdır. Aksi takdirde etkisi olmayacaktır.

Son dönemde bu konuda yapılan akademik çalışmaları da ilerleyen zamanlarda ayrıca paylaşacağım.

Homeopati beden, zihin ve ruh dengesinin bütünlüğünü hep birlikte ele alır ve zaman zaman metaforları da kullanır. Bunun en güzel örneklerini Ferhat Güner ve Anna Güner‘in süpevizörlüğünde gerçekleşen Dr. Samir Chaukkar ile Davranışsal Materia Medica derslerinde görüyoruz. Homeopati, beden, zihin ve duyguların ayrı olmayıp bir bütün olduğu felsefesi üzerine kurulmuştur, buna göre de homeopat, hastanın fiziksel ve psikolojik tüm semptomlarına uyan bir ilaç arar.

Homeopatik remedy’ler, her canlıda mevcut olan kendini iyileştirme yeteneğine – bize hediye edilmiş en değerli şey yaşam gücü – dokunarak zihin ve vücudun daha etkin çalışmasını sağlar. Doğru ilacı bulmak, kendini iyileştirme yeteneğini harekete geçiren anahtarı bulmak gibidir.

Doğduğumuz andan itibaren bize hediye edilmiş en değerli şey yaşam gücü nedir? Dengede olan bir sistemler bütünüdür. Bu konu üzerine günlerce konuşabiliriz, belki de konuşmalıyız. Bugün neden çocuğumuzun ateşi çıktığında içimizdeki yaşam gücüne güvenmek yerine onu susturmayı tercih ediyoruz? Dönüşümlü ateş düşürücü verme eğilimi ile mücadele etmekte olana darbe vuruyoruz? Son 200 yıldır, ateşe sekte vurmanın kazanma hamlesini yapacak oyuncuya çelme takmaktan başka bir şey olmadığını savunuyor homeopatlar. Hastalık beden ile zihnin etkileşim dengesinin bozulması sonucu tüm organizmanın rahatsızlanmasıdır.

Nereden Başlayacağım?

Bu kadar Meşgulken Homeopatiye Zaman Ayırabilir Miyim?

Akut ve acil durumlar için tasarlanmış ve uzman homeopatlar tarafından verilen eğitimlere katılabilirsiniz. Homeopati ve acil durumlarda doğru remedy’i seçebilmek için hazır bulundurmanızı önerdiğim bazı referans kitaplara da buradan erişebilirsiniz. Ben şahsen her durumda bu kitapları kullanıyorum.

Her zaman olduğu gibi yine tekrarlamak isterim, mutlaka ön araştırmanızı yapın, durum gerektirdiğinde tıbbi yardım alın ve doğal ilaç, bitki ve takviye almadan önce daima ne amaçla kullanmak istediğinizi tekrar düşünün. Hepimiz birbirimizden farklıyız ve birine iyi gelen bir çözüm diğerine iyi gelmeyebilir.

Homeopatik Remedileri Nereden Temin Edebiliriz?

Birçok ülkede remedy’ler eczanelerde veya Whole Foods gibi marketlerde reçetesiz olarak satılmaktadır. Ek olarak iherb.com, amazon.com, remedia, dhu, helios, hylands gibi e-ticaret sitelerinden de temin edebilirsiniz. Bulunduğunuz ülkenin gönderim kurallarına dikkat ederek alım yapmanızı tavsiye ederim.

Türkiye’de yaşıyorsanız, homeopatik remedy’leriniz için bu konuda eğitim almış, deneyimli eczacılara danışmalısınız. Türkiye çapında çok sayıda eğitimli Homeopat Eczacı bulunmaktadır. Son düzenlemeleri bakanlığın sayfasından takip edebilirsiniz.

Türkiye’deki deneyimli homeopat eczacılardan bazıları benim de kendilerinden eğitim aldığım ve Holistik Eczane markasıyla hizmet veren Ecz. Defne Tahtakıran, Ecz. Melike Elibol, Ecz. Pınar Gürpınar Cömert ve Ecz. Şerike Sadıkahmet’tir. Ayrıca instagram’da Rumeli 70 hesabıyla Ecz. Ezgi Nevçehan ve Göktürk’te Sağlıklı Yaşam ile Ecz. Deniz Eker Kızılay yine bu konuda uzaman isimlerdir.

Bugün tedavi vermekte olan bazı homeopatlar ise ilaçları yurt dışından temin edip hastalarına kendileri vermektedir.

*Konuyla ilgili haber bağlantısına buradan erişebilirsiniz.

*HOMEOPATİK TIBBİ ÜRÜNLER RUHSATLANDIRMA YÖNETMELİĞİ resmi gazete haberi…

Dip not: Homeopatik tedaviye başladıysanız eğer diş bakım ürünlerinizi de tedavinizi etkilemeyecek ürünlerden seçmelisiniz. HUB - II Homeo bu ürünlerden yalnızca biri, nane veya homeopatik tedaviyi etkileyecek herhangi bir bileşen içermemesi sayesinde Homeopatik tedaviler ile kullanılması için özel olarak tasarlanmıştır. Bu özelliğinin yanı sıra içerdiği bitkisel ekstreler ve doğal kaynaklı diğer hammaddeler nedeniyle aşağıdaki alanlarda da ağız bakımınıza destek olmaktadır. Daha fazla bilgi almak isterseniz buradan temin edebilirsiniz.

Eğitimler

Akut & Acil Eğitimleri

İleri Eğitimler

Homeopati Alanında Dilimize Çevrilmiş veya Yazılmış Türkçe Eserler


  • Allen Keynotes, H. C. Allen
  • Ana Hatlarıyla Minor Remediler, Dr. Şaban Öztürk & Ümmehan Şahin
  • Aşısız Çocuğun Sağlık Rehberi, ND Judith Thompson & Eli Camp
  • Beden Dili ve Homeopati, Dr. Ajit Kulkarni
  • Bir Tedavi Sanatı Homeopati, Dr. Levent Buda
  • Çocuk Hastalıkları ve Homeopati, Güner Yaman
  • Çocuklar için Homeopati Semptomlar ve İlaç Bilgisi, Roberto Petrucci
  • Gizli Lantanitler, Jan Scholten
  • Günlük Kullanımda Anne Remedileri, Heinz Witter
  • Hahnemann’ı Yeniden Okumak, Luc De Schepper
  • Homeopati Bilimi, Prof. George Vithoulkas
  • Homeopati Doğanın Bilgeliği Ders Notları, Dr. Jayesh Dhingreja & Defne Duygu Uslu
  • Homeopati El Kitabı, Rita Kaya
  • Homeopati ile Bir Şifa Yolculuğu, Dr. Günnur Başar
  • Homeopati Öğreniyorum Ders Notlarım, Op. Dr. Hasan Doğan , Ecz. Feriha Bahçıvan
  • Homeopati Referans Kitabı: Gruplar ve Temalar, Roberto Petrucci
  • Homeopati ve Elementler, Jan Scholten
  • Homeopati ve Mineraller, Jan Scholten
  • Homeopatide Vaka Analizleri, Eric Van Woensel
  • Homeopatide Takip Sanatı, Rajan Sankaran
  • Homeopatide Sinerji: Anamnez ve Analiz, Rajan Sankaran
  • Homeopatik Anahtar Semptomlar, Dr. Adolph Von Zur Lippe
  • Homeopatik Anksiyete Sözlüğü, Dr. Şaban Öztürk
  • Homeopatik Materia Medica Çalışmaları, J. A. Lathoud
  • Homeopatik Psikoloji, Dr. Philip M. Bailey
  • Homeopatik Remediler, Asa Hershoff
  • Homeopatik Remediler Kullanım Kılavuzu, Dr. Roger Morrison
  • Homeopatik Repertori PHATAK, BUTAD
  • Homeopatinin Bakış Açısıyla Tıbbın Özü, Felsefesi ve Hastalıkların Tedavisi, Serdar Büyüközer
  • Homeopatinin Temel İlkeleri, Prof. George Vithoulkas
  • Homeopatiye Giriş, Homeopati ile Sağlıklı Yaşam, Rita Kaya & Gudrun Thielmann
  • İnsanlara, Hayvanlara ve Bitkilere Homeopatik İlk Yardım, Abidin Şaroğlu
  • Kedi ve Köpeklerde Homeopatik Bakım, Don Hamilton, DVM
  • Kesin, Eksiksiz, Derin: Sekiz Kutu Metodu Kullanarak Vaka Analizi, Rajan Sankaran
  • Kullanılmayı Bekleyen Remediler Ansiklopedisi A Harfi, Cilt 1&2, Dr. Şaban Özturk
  • Mind Rubrikleri Sözlüğü, Dr. Şaban Öztürk
  • Natrum Muriaticum ile Analitik Materia Medica, Dr. Şaban Öztürk
  • Nosodlar, Prof. Dr. Farokh J. Master
  • Nucleus Homeopatide Kronik Hastalıklar ve Miyazmalar Üzerine Dersler, Dr. E. S. Rajendran
  • Organon İyileştirme Sanatı, C. F. Samuel Hahnemann
  • Organon İyileştirme Sanatının İlkeleri, C. F. Samuel Hahnemann
  • Psike ve Homeopati Materia Medica ile Repertori, Dr. Jean Pierre Gallavardin
  • Remedilerin Ruhu, Rajan Sankaran
  • Sağlık ve Hastalık İçin Yeni Model, Prof. George Vithoulkas
  • Sağlık Seviyeleri, Prof. George Vithoulkas
  • Similia’dan Sinerji’ye Homeopatinin Evrimi, Rajan Sankaran
  • Tarentula Hispaica ile Hyoscyamus Niger Karşılaştırması, Prof. Dr. Farokh J. Master
  • Tıbbın Yeniden Doğuşu Homeopati, Pierre Vannier
  • Uygulamada Lac Remedileri, Philip Bailey
  • Yansıyan Kimlikler, Dr. Levent Buda
  • Yeni Başlayanlar İçin Homeopati ve Homeopatik İlk Yardım, Serdar Büyüközer

Türkiye’de Homeopati

Homeopatinin ülkemizdeki tarihçesine bakacak olursak, 1830’lu yıllarda Hahnemann ile tanışmış ve onun çalışmalarından çok etkilenmiş, aynı zamanda bir gezgin olan, Dr. John Martin Honigberger’in 1836 – 1838 yılları arasında İstanbul’da yaşadığını ve veba salgını sırasında deneysel çalışmalar yaptığını görüyoruz, ancak homeopati, 19. yüzyılda, ne Osmanlı İmparatorluğu döneminde ne de daha sonra burada zemin kazanmayı başaramadı. Robert Jütte tarafından kaleme alınmış The Hidden Roots: A History of Homeopathy in Northern, Central and Eastern Europe adlı makalede bahsi geçen deneyimler şöyle:

  • Konstantinopolis’teki kolera salgını sırasında İstanbul’da yaşayan iki Alman doktor tarafından hasta insanların homeopatik olarak tedavi edildiği, 1840’ların başında ise beş homeopat doktorun İstanbul’da (Untersberg, Tomaszwesky, Lutzy, Berson ve Macabini) çalıştığı söylenir.
  • 1851’de bir İngiliz Konsolosu’nun bildirdiğine göre, sadece İstanbul’da bir Fransız doktor, diğer şeylerin yanı sıra, homeopati hakkında fazla bir şey bilmeden bazı denemeler yapmıştır.
  • Birinci Dünya Savaşı’ndan önce İstanbul’da ameliyatını İngilizce yapan Amerikalı bir homeopat çalışıyordu.

Bu kısa süreli çalışmalardan sonra yurt dışında eğitim almış olan homeopatların kurduğu homeopati dernekleri – aşağıda detaylarını göreceğiniz – dışında 1990’lı yılların sonuna dek bilinen başka kayıtlı bir çalışma olmadığını görüyoruz.

Homeopati derneklerinin, Türkiye’de homeopatinin yasallaşması ve yaygınlaşması için verdiği çabalar sonuç vermiş, 2016 yılı itibariyle Sağlık Bakanlığı tarafından Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp kapsamında kabul edilmiştir. Buna göre, homeopati için ‘’Kişiye özgü seçilmiş homeopatik ilaçlar ile sağlık durumunu iyileştirmeyi hedef alan bütüncül bir uygulama yöntemidir’’ tanımı yapılmıştır.

Dernekler ve bakanlığın kabul ettiği içeriklerin detaylarına aşağıdaki başlantılardan ulaşabilirsiniz. Ayrıca Serdar Büyüközer’in kendi sitesinden de daha geniş bir listeye erişebilirsiniz.

Başlangıç Noktası…

Neden Homeopati?

Biraz eskiye gideceğiz, 2017 yılının Şubat ayında yaşadığımız, o zamanlar hakkında bir şey bilmediğim ve hayatımıza aniden giren bir hastalıkla tanıştık. Kawasaki Sendromu…

ARADA YAŞANANLARI ŞİMDİLİK ATLIYORUM, ONLAR BAŞKA BİR YAZININ KONUSU…
HER BİR ADIMI İYİLEŞME SANATI İÇERİYOR, HEM BENİM İÇİN HEM DE…

Hastaneden taburcu olduktan sonra nasıl daha sağlıklı bir yaşam süreriz sorusunun cevabını aramaya başladık. Sağlıklı yaşam hakkında tek bildiğim şey, egzersiz yapmak ve dengeli beslenmekten ibaretti. İnsanı bir bütün olarak – hastalık yok hasta var – ele almanın ne anlama geldiğini bilmiyordum ama öğrenmem uzun sürmedi.

Aynı yılın Eylül ayında okul öncesi dönem başladı, homeopati sayesinde edindiğim bugünkü bilgilerim olsaydı bu “duygusal ve itiraz” dolu süreç çok daha yumuşak olurdu, buna eminim. Duygusal iniş ve çıkışları nasıl çözeceğiz derken bunlara bir de o zamana dek sadece adını bildiğim egzama ve besin alerjisi eklendi. Sağlıklı yaşam nedir diye aranırken aslında gerçekten ne olması gerektiğini hayat tüm detayları ile öğretmeye başladı. Ne istediğimize, ne aradığımıza dikkat edelim…

Egzama ve besin alerjisi ile yaşamımız kökten değişti, evde sofraya koyabildiğimiz temel besin maddeleri oldukça kısıtlıydı çünkü 40’a yakın besin maddesine tepkiliydi. Önceleri sadece cilt tepkili idi, sonra buna öksürük atakları eklendi; öksürük, reflü, sinüzit, peşi sıra gelen aralıksız krup atakları ve besin alerjisi… Okur olarak size tanıdık mı bilmiyorum ama her açıdan yıpratıcı bir sürecin içindeydik. Önerilen tedaviler, sizin de bildiginiz ve bugün öksüren her çocuğa önerilen hava verme, antibiyotik, burun fısfıslama, mide asidi için ilaç, uykuda kaşınmasın diye antihistaminik, bir yeri onarırken başka bir yeri bozuyordu. Kısıtlı deneyimim ve bilgim olmasına rağmen bunu görmemek imkansızdı. Daha farklı olabilirdi, ben böyle büyümemiştim… Çok uzatmayacağım, o tarihten 2019 yılına dek sağlıklı beslenme ve temel holistik yaklaşımlar ile öksürük ve egzama ataklarını tabiri caizse nefesimizi tutarak yönetmeye çalışıyorduk. Akla gelen tüm şifalanma yöntemlerini denedik; Kawasaki sendromu nedeni ile kullandığı ilaçların, günde 9 adet aspirin gibi, yan etkilerini gidermek için yapılan detoks protokolleri, kontrollü beslenme, eliminasyon, enerji tıbbı, aile dizimi, theta healing, recall healing, meditasyon, öz şefkat, öz şefkatli farkındalık, anı yaşamak… Bazı soruların cevapları annesi olarak bendeydi, iyileşme bizden başlıyor…

İşler yolunda gidiyordu, başlangıç noktasından buraya iyi yol almıştık. Atakların arası açılmış, kızarıklıklar, kaşıntılar daha az acı verir olmuştu, ama artık ne ben bendim ne de hayat normal akışındaydı.. Okula özel hazırlanan menüler, partilerde ayrı yenen yiyecekler… Herkesin yiyebildiği ama onun yiyemediği pastalar, pizzalar, börekler, şekerlemeler, fındık, fıstıklar… Mesele aslında yememek değil tercih etmediğinden, istemediğinden yememek.. Bu bir lüks.. O yüzden bugün ağzımıza giren ve bizi mutlu eden her lokma için şükürler olsun..

Sene 2019… Benim için hala yeterli değil, arayıştaydım, çok yakın ama uzaktı. Yolu öksürükten geçen her annenin tanıdığı “sarmısaklı yağ” mucidi Merih ile malum nedenden dolayı yollarımız kesişmişti ve onun ilk atölyeleri… HOMEOPATİ artık daha yakındı…

Oğlumun doktoru sevgili Selma Hoca – deneyimi ve sorgulayan yaklaşımı ile Kawasaki sürecini hasarsız atlatmamızdaki payını asla unutamam – bundan 7 sene önce bana homeopati dedi, böyle de bir şey var acaba öğrenmeye başlasam mı, evet ama o zaman ne demek istediğini tam olarak kavrayamamıştım. Zaman bu zamanmış. 2019 yazının sonlarıydı, sevgili doktorumuz Emel Güler ile ilk görüşmemizi yaptık ve sabırla, tam 1 sene sonra tohumlar meyvalarını vermeye başladı ve beni esir alan öğrenme tutukusu da böylece başlamış oldu. Bkz.

Bu dönemde en büyük desteğim eşim ve elbette aile büyüklerimizdi, onlar desteklemeseydi, bana güvenmeselerdi buraya gelemezdik. Teşekkür ederim.. İlerisi ne gösterir, bu yol nereye varır bilmiyorum, hepsi kabülüm, ancak bugün için şükrediyorum.